ŞİMDİ NASIL BİR DENİZ BAYKAL

CHP’li  olsak da  olmasak  da içimizi sızlatan bir  kurultay izledik 29 ocak günü. Ama ne yazık ki CHP’ nin kötü  gidişi çok yeni   bir olay değil.

Yıllar  önce yine Cumhuriyet gazetesinde yayınlana bir yazımda şöyle  demiştim:

‘CHP  artık kesinlikle Atatürk’ün kurduğu parti olmaktan çıkmıştır. (Sn. Baykal ve CHP üst düzey yöneticilerine duyurulur.) Altı oktan sapmış, bunların bırakın savunucusu olmayı,yok edicisi  olmuştur. Ve  artık bizim için CHP, Atatürk’ün partisi değil , Ce-He- Pe   harflerinden oluşan  (ne yazık ki) herhangi bir parti  olmuştur.’

Bu satırların yayımlanıp Antalya il örgütü tepki gösterdiğinde  henüz çok küçük olan oğlum ergenliğe yaklaştı ve geçen zaman beni haklı çıkardı. Bugün baktığımızda CHP’ nin  kötüye  gidişinin tüm ülkeyi  etkilediğini görüyoruz. Çünkü her ülkenin sosyal demokrat bir partiye ihtiyacı vardır.

Kurultayı bu bilgiler ve fikirlerim doğrultusunda izledim. Açıkça  belirtmeliyim ki tüm olumsuzluklarına, benimde katıldığım konuşulan bazı hatalarına rağmen seçilen Baykal olmalıydı;  neden mi? Bence bunun için başka bir  yazıda Sarıgül  portresini incelemek  daha doğru bir hareket olur.

Peki ya  Baykal ve CHP?

İsterseniz önce ansiklopedileri ve arşivleri  bir  tarayalım, sosyal demokrat bir  partinin nasıl olması gerektiği  hakkında düşünelim; Halk Fırkası’nın kuruluş ilkelerini hatırlayalım; sonra da oturup CHP’yi ve Baykal’ ı ölçüp  biçelim.

Mustafa Kemal Paşa’ya göre ‘Halk Fırkası bütün milletin ferah ve saadetini  temine yönelik olacaktır.’ Atatürk ortaya konacak programın müspet milli program olacağını belirtirken; bir diğer konuşmasında da  ‘Halk  Fırkası’nın halkımıza siyasi terbiye vermek için bir  mektep olacağını’ dile  getirmiştir.  Dikkatinizi çekerim ‘siyasi terbiye mektebi’ deniyor; lütfen dönüp hatırlayalım, sadece bugünün CHP’sinin değil, geçmişin CHP’sinin ve tüm diğer sosyal  demokrat geçinen partilerimizin kurultaylarını.

Tarihe dönecek olursak; Cumhuriyet Halk Partisi 9 Eylül 1923 te kuruldu, 16 Ekim 1981  tarih ve 2533  sayılı yasayla  kapatıldı. Ve 12 Eylül döneminde  kapatılan siyasi partilerin  yeniden açılmasına ilişkin 19 Haziran 1992 tarih ve 3821 sayılı yasanın ardından 9 eylül 1992 de tekrar açıldı.

CHP geçmişinde 12 Eylül 1980 tarihine kadar 24 kurultay ve 8 olağanüstü  kurultay; 12 Eylül 1980 sonrası ise 4 kurultay ve 2 olağanüstü kurultay  gerçekleştirdi. Tüm bu kurltayların geçmişinde  bölünmeler, iç hesaplaşmalar, kişisel çekişmeler hiç bitmedi. Kaldı ki partinin içini bilenler farkındadır ‘ kol kırılır yen içinde kalır’ zihniyeti ile bir takım kulis olayları. yaşama ve doğruya aykırı bir takım  olaylar seçmene ve halka yansıtılmadı. Eminim ki bizim bildiğimiz süre giden tatsız olaylar buzdağının görünen kısmı.

CHP’ nin 1994 yılında yürürlüğe giren programında  Baykal’ın kendisi dünyanın ve

ülkemizin o  günkü durumundan söz ettikten sonra şöyle devam ediyor: 

‘Bu tablo emeği, üretimi, sosyal adaleti , dayanışmayı, insan haklarını, demokrasiyi, laikliği,bireyi,girişimi,bilgiyi ve  kültürü temel alan bir siyasi programın, yeni bir siyaset anlayışının  yeni politikaların geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin

Yeni programı  bu bekleyişi karşılama amacına dönük bir girişimdir. Demokratik solun-sosyal demokrasinin evrensel değerlerini Türkiye gerçekleri ile bütünleyen, demokrasi ile kalkınmayı , büyüme ile paylaşmayı, özgürlük ile eşitliği,emek ile girişimi,dinsel inanç ile laikliği, birey ile toplumu uzlaştıran bir bakış açısı programın çıkış noktası olmuştur.’

Sizce günümüz CHP’si  ve Baykal’ ı bu programı uyguluyor mu?

Bu tarihi bilgiler ışığında ve belli ilkelere  sahip çıktığını söyleyen Baykal’ ın tavrı nasıl olmalıydı kurultay da?

CHP  Genel Başkanı’nın Türkiye’nin en iyi hatiplerinden biri  olduğu kesin;bunun üstüne yılların getirdiği deneyimi,konuşma tecrübesini ,okunmuş kitapları ekleyin, olgunluğu da koyun artı olarak; ortaya kitleleri sürükleyecek bir konuşma çıkması kaçınılmazdı. Hele ki  delegelerin şaşmaz Baykal saygısını ve çekingenliğini  de  düşünürsek  aldığı oy az bile (kendisi de farkında olmalı). Peki artık kendisinin de kabul etmesi gerekn eskimesinin nedenleri nedir?

 

Uzun araştırmaların   meyvesi olan dosyalar  ve yılların eskitemediği insanlarda olması gereken özgüven ve olgunluk. …Siz ce de yıllarını siyasete vermiş  bir  politikacının daha özgüvenli, hoş görülü ve sakin olması gerekmiyor mu? O Baykal ki, arkasında badireler,  başarısızlıklar, başarı dolu yıllar bırakmış, artık politikayı öğretmesi gereken bir  kişidir. Gençlerden böylesine  korkmak, kulise oynamak niye?  Bence açmalı göğsünü savaşa ve rekabete. Yener ya da yenilir; ama geçmişi adına , sosyal  demokrasi adına gerçek ve doğru tavrı göstermiş olur. Kaldı ki bu yeni bir  Deniz Baykal doğurmaz mı; korkularından insani endişelerinden  sıyrılmış bir Deniz Baykal?  

Ve de kendini yenileyebilmeli Deniz Baykal. CHP’ nin ilkelerini de çağın koşullarına  uydurup günümüz gençlerinin anlayabileceği bir tarzda ve dilde onlara sunmalı. Ancak salonlarda ya da parti binalarında değil, gerekirse kapı kapı dolaşarak, diskolara kahvelere giderek… hani şu kendisine karşı çıkan genç  CHP’ liler  var ya , onları da katıp tüm gençlik kollarını çağırıp, gençlerinden   yeni kuşağın dilini öğrenip, program isteyip zorlayarak kendi yaşıtlarına ulaşmalarını sağlamalı.

İsterdim ki gündeme getirdiği konuları araştırmış olsun CHP; ve Baykal o kürüyse  kolunun altında tarihsel, arşivsel, güncel araştırmaların sonuçlarını barındıran, istatistiksel gerçekleri  yetkili ağızların yaptığı yorumları içeren dosyalar ile çıksın. Aslında bunun için kurultayları beklemeye gerek yok. Artık bu konuma gelmiş bir politikacının çalışmalar ile çıkmasını bekliyorum karşımıza.

Tarihi anlatmalı bize Baykal; ama bildiğimiz tarihi değil, bilmediğimiz tarih içinde tarihçileri  yolculuğa çıkarıp satır aralarını gün ışığına çıkarıp sunmalı. Günümüz sorunları içinde bildiğimiz, gazetelerde okuduğumuzdan farklı bilgiler, araştırmalar ile  karşımıza çıkmalı Baykal…

 

Kürt sorunu ve Kerkük, Kıbrıs ve kıta sahanlığı, Fır  hattı, Ermenisorunu ve tarihselilişkiler; Avrupa Birliği ve globalleşmenin sakıncalarını sosyal demokrat birpartilideriolarak başka açılardan anlatmalı bana; saklanmaya çalışılan gerçekler önüme konmalı; bilim ve felsefe konuşmalı Baykal.

 

Ve artık dönüşü yoktur Baykal’ın ; anlattığı vurguladığı konuların peşinde olan, koltuğu değil Türkiye’yi düşünen CHP’ yi yaratıp, tarih içinde yapılan yolculuk sonrası  üstlenmek zorunda kaldığı misyondan kaçmamalıdır.

Artık bunu önce Türkiye ; sonra kendisi için yapmalıdır; yoksa…

Bence yoksa’ nın cevabını kendisi  daha iyi biliyor…

 

21 ŞUBAT 2005   PAZARTESİ  CUMHURİYET

 
Yorumlar
1 
Sayfa (1/1)
Ak Partiyi eleştiren yazınız var var mı? Filiz Koyuncu 2009-06-19 20:10:12
Sayın Yonca Ayas; Muhalefete muhalefet yapan bir üslubunuz var. Çok merak ediyorum, Ak Partiyi eleştiren bir yazınız var mı? Acaba CHP başa geçerse mi Ak Partiyi ve başkanını eleştireceksiniz? Veya MHP iktidara geçincemi Ak Partiyi eleştireceksiniz? Risk almayan üslubunuz sizi okuyanların gözünden pek kaçmıyor da, hatırlatmak istedim... Filiz Koyuncu
1 
Sayfa (1/1)
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image