MEDYA MEDYA; GAZETE KALMADI; RADYO KİME TAKILDI? KARABURUN BİLİM KONGRESİ)
En son sizlerle 4 Eylül Cuma sabahında kalmıştık.
Şu anda saat 06.16; 5 Eylül…..Tüm Karaburun uyuyor ve muhteşem renkler içinde yüzüyor doğa.
Kongrenin ilk günü katıldığım oturum Erbil TUŞALP tarafından yürütülen ‘Medya: Eğlence , Kışkırtma ve Ehlileştirme’ idi. Erbil TUŞALP denince aklıma hep kitabının kapağı gelir. Okuyanlar bilir ; uzun süredir gazeteler ile derdim var zaten. Amatör yazar çizer de olduğumdan konu ilginç geldi.
İlk konuşmacı Gülseren ADAKLI gazetelerin çıkar ilişkilerine değinirken alternatif medya arayışlarına değindi; olabilirliğini olamazlığını masaya yatırmaya çalıştı. Ayrıca reklamsız gazete özleminden söz etti.
Kazım Tolga GÜREL ve Ezgi YİĞİT , 1980 sonrası Televizyon Filmlerinde Politik Suç Olgusunun Dönüşümler başlıklı çalışma ile yer aldılar.
Selma ARSLANTAŞ, 1980 sonrası değişen Medya Ortamında Değişen Gazeteci/Gazetecilik İçin konuştu.
Göze ORHON ise 12 Eylül ve 1980 lerin Politik Magazin Olarak İnşası: Gazetecilerin 12 Eylül Anlatısı başlıklı sunumu yaptı.
Orada da belirttim hatta biraz hiciv ile. Bu toplantı güzel başlıklı olsa da bitsin dedim. Bitsin çünkü aklımızdaki sorulara cevap verilemedi. Göze ORHON ZATEN ARTIK İNANMADIĞIMIZ , İNANDIRICILIĞINI BİZLER İÇİN KAYBETMİŞ köşe yazarlarının satırlarını alıp gelmiş.
Gülseren ADAKLI alternatif medya ararken reklam alınmamasına kilitlenmiş; halbuki kendini ifade edebilen; çizgisinden sapmayan bir medya kuruluşu reklam alabilir ; alabilir ki bunun olması gerektiğini ben kadar Erbil TUŞALP’ de dile getirdi. ADAKLI BİRGÜN gazetesinin arka sayfa güzellerini eleştirdi ki bence o güzeller çok güzel . Güzelliği beden ve dış görünüşe indirgemeyen bunu ti ye alan güzeller….
Oğlumun dediğine göre tartışmalar sürerken ayağa kalkmışım ve bu toplantının boşa yapıldığını; zaten sosyal demokratların eleştiriye tahammülsüz; araştırmayı sevmeyen ve tembel olduklarını söyleyerek bitsin artık bu toplantı ile bağlamışım. Ve bu vurgulamamdan sonra herkes salonu terk etmiş çünkü ben kraliçe edası ile bitmedi gerektiğini gülümseyerek ve de sakin sakin demişim.. 12 Eylül kayıplarını sağın da araştırmadığını söyleyince TUŞALP ben de ; sağdan ya da başkasından bana ne; bunca eleştiri ve özeleştiriden sonra ben kendime bakarım; neredeyim ne yaparım ne yapmalıyım? Erbil TUŞALP ‘in de gülümsediğini hatırlıyorum söylediklerime ve onun bulunduğu salonda tehlikeli fikirler ortaya attığımı belirttiğini.
Yoğun ortam sonrası çıktık ; yürüdük yemek yiyeceğimizi ve iki gündür de müdavimi olduğumuz mekanımıza geçtik. Yedik otelimize geldik; anne oğul ölmüşüz yorgunluktan….
İnanın sabaha kadar bebek gibi uyumuşuz….
Sabahın güzelliği içinde deniz kıyafetlerimizi giydik; aşağıya indik ki OTEL GİRİŞİ gençler ile kaynıyor. Arabanın arkasında minik mavi bir araba ; onun yanında iki otobüs; çıkamıyorum…..ve ortam şu:
En az elli kişilik bir gençlik grubu; turuncu bikinimin üstünde yarı transparan siyah plaj pantolonum; turkuaz rengi body ve şapka;İ mavi parmak arası terlikler ile çıktım önce:
‘ Günaydın arkadaşlar’
‘!!!!! araba kimin?’ bakındım ses yok.
Kısa dalgalı saçlı hoş bir genç kız
‘Suat’ ın’
‘Ama buraya bırakınca çıkamam ki’
‘Sonradan otobüsler geldi’
‘Nerede şimdi?’
‘Ya denizde ya da duş alıyor’
‘Çağırsak’
Genç kız cep telefonunu eline aldı ben yavaşça otobüslere doğru gittim; iki şoför de orada.
Onlarla yaptığımız eğlenceli ev sahibi misafir sohbetinden sonra iki otobüs çekildi ve PRENSES HAZRETLERİ denizine gitmek için yola koyuldu daha Suat arabayı çekmeden .
Emir gülmekten ölüyor; ben gülümsüyorum; gençler ne düşündü ; bilinmez…..
Ve böylece ilk okuduğunuz yazının en başına ulaştık saçımdan sular damlayan kısma…..Ve orada Emir' den tüm intikamlarımı aldım ben..ama sonra....
Ama sizce ilk yazının başlığında niçin mor vardı; GÜLGEZ ve biz…..KÜRT İLLERİ NE DEMEK, İŞKENCE SADECE KÜRTLER İÇİN Mİ VARDI?
Sonra…….
Şimdi yürüyüş zamanı…….
Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum