HAYRUNNİSA GÜL' E AÇIK MEKTUP
HAYRUNNİSA GÜL’ E AÇIK MEKTUP
Cumhurbaşkanımızın eşi; hayatın bizi nerelere sürükleyeceği hiç belli olmaz.
Ulaştığımız nokta bazen hiç ummadığımız kadar mutluluk verici ya da hüzünlendirici olabilir. Ve bu nokta hayal bile edemeyeceğimiz şekilde hayatımızı değiştirebilir. Bazen de büyük sorumluluklar taşımak zorunda kalabiliriz.
Beklentilerimizi, hayat görüşümüzü , isteklerimizi içimize gömmemiz gereken pozisyonlarda olabiliriz. İşte şu anda siz Bayan Gül; o konumdasınız . Kendi isteklerinizin olamayacağı bir konumda.
Bulunduğunuz noktada siz artık Hayrunnisa Gül değil Türkiye Cumhurbaşkanının Eşisiniz. Bu noktada incinseniz de , kızsanız da durumunuz budur.
Kaldı ki siz de farkındasınızdır bulunduğunuz konumda sizin olmanızı asla kabul edemeyen bir kesim var Türkiye ‘ de; hem de oldukça kalabalık bir kesim. Sonuç olarak incinen sadece siz değilsiniz.
Ancak tüm ömrüm boyunca yaptığımı yapıyorum bugüne bakarken, geçmişi kurcalamıyorum; bugünün koşullarına göre doğruyu aramaya çalışıyorum kendi kafamda. Tabi ki burada Türkiye için doğru söz konusu olan.
Evet Bayan Gül; sanırım sizin bu noktada ani bir kararla İskender’ vari bir şekilde düğüme kılıç atmanız gerekiyor. Yani tüm bu polemiklerin orta yerinde duran başörtünüzden ya da namı diğer türbanınızdan vazgeçmeniz gerekiyor. Ülkeniz için ve daha da çok kendi mücadeleniz için. Ve tabi ki de hayat arkadaşınızı rahatlatmak için.
Kesinlikle doğrusu budur. Ve benim bildiğim, bizim dinimiz ve Allah’ımız bunu hoş görecek kadar büyüktür.
Çünkü bugün siz artık kendiniz için yaşayamayacak bir konumdasınız; ve bulunduğunuz konumu sizin kadar sizi istemeyenler de kabul etmek durumundadır. Artık kendiniz için değil sevdiğinizi söylediğiniz bu ülke için kararlar almak zorundasınız. Ve bu kararların en önemlisi de budur: BAŞINIZI AÇMAK…
Bununla sizin ve Türkiye’ nin bir çok sorunu çözülecek. Kaldı ki bulunduğunuz konuma yakışan bir hareket yapmış olacaksınız. Kabul etmelisiniz ki bugüne ve koşullara göre davranmanız gerekiyor. Sayenizde türbanlı ya da türbansız bir çok kadın toplumsal hayattan çekilmek zorunda kalmayacak. Ayrıca eğer bir mücadele vermek istiyorsanız kendi hareket ve manevra alanınızı genişletmiş olacaksınız. Kapalı kapılar ardında mücadele nereye kadar?
Burada yapmaya çalıştığım dini inancınızı ve dünya görüşünüzü hafife almak değil asla böyle bir haddim olamaz; ancak konumlar vardır ki bizden önce gelir ve gelmelidir. Siz şu anda bir çok kadına kısmet olmayacak bir konumda olarak; bağdaştırıcı, sorun çözücü ve fedakar olmak ZORUNDASINIZ.
Evet belki de sizi buraya getiren ve borçlu olduğunuzu düşündüğünüz bir kitle var; ama huzursuz bir TÜRKİYE kime yarar ki? Ayrıca artık hiçbir kitlenin elinizden alamayacağı, politikadan uzak bir noktadasınız. Bilmem farkında mısınız ama en tepede; hepimizi bağdaştırmanız gereken bir noktadasınız… Bazen bedel ödemek gerekir ve bence bulunduğunuz konum bu bedele değer. Sizin dünya görüşünüz ve mücadeleniz açısından da… Ama artık siz Hayrünnisa Gül değilsiniz; farklı bir noktada ve konumdasınız…
Ya tarihe ülkesini seven, fedakar bir kadın olarak geçersiniz; ya da kendi kişisel inançları için düzeni alt üst eden bir Cumhurbaşkanı eşi olarak.
Ben inanıyorum ki her şeyi gören inandığımız o güç sizi de anlayacaktır ve yargılamayacaktır.
‘Bağışla beni Rabbim’ derken inanarak söylediğimizde kabul göreceğini benden iyi biliyor olmalısınız.
Bizim dinimiz öylesine derin; öylesine engin ve zengindir bence…
Kalp dini, anlayış dini ve hoşgörü dinine sığınarak; ülkeniz için, bu ülkenin kadınları için ve tarihe yazdıracağınız adınız , için kendinizi ve saçlarınızı Yaradan’ın güneş ışıklarına bırakınız…
01.09.2007 MİLLİYET BLOG
hayrunnisa gül, türban, yaradan, ışık, açık mektup
Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum