foto radikal .com dan alınmıştır.
Deniz Baykal; Türkiye’ nin en kıdemli en tecrübeli ve de dahi sindirerek bugünlere gelmiş politikacılarından biri ya da birincisi. Geçmiş yıllarda çooook eskilerde hala daha imparatorluğu ya da benim deyimim ile siyaset baronluğu sürerken belki de kendisini uyaran; olumsuz eleştirilerde bulunan ilk yazıları yazan kalemlerden biri idim.
Baykal’ ı nasıl bilirim, nasıl biliriz?
Anlatılan efsaneye göre adını ilk rahmetli Adnan Menderes’ in yakasını tutup özgürlük isteyerek duyurmuş. Yılların ilerleyen izinde Karaoğlan Ecevit sonrası ve de Recep Tayyip Erdoğan ‘ a kadar topluma hakim; hitabet sanatı güçlü ve de parti üyelerine son derece hakim karizmatik liderliğini sürdürdü.
Hırslıdır Baykal ama ne yazık ki olumlu olabilecek bu özellik bazen kendisini yakacak ve hatta Türkiye’ ye zarar verecek boyutlara geldi. Yıllar önce çok eskiden uyarmıştım ben kendilerini. ( Siyasete Dair Denemeler Kitabımda) (2005 tarihli yazı)
Deniz Baykal’ ı uzaklardan kürsülerden de gördüm; kızının düğününde bir aile dostunun genç gelini olarak çok yakından da; hatta yakama CHP rozeti takılmasını isteyecek kadar ve benim ‘hayır takmayacağım bağımsız kalacağım’ diyebileceğim kadar yakından. Bağımsız kalacağım ki kalem çalışabilsin.
Peki ama kimdir Deniz Baykal?
1938 doğumlu Baykal; hukuk fakültesi sonrası; Siyasal Bilgiler Fakültesinde akademik kariyer yapmış; başarılarından dolayı Amerika’ da çeşitli üniversitelerde çalışmalarını sürdürmüştür. Bilim adamı özelliklerini taşıması gereken bir politikacı. 2005 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yazımda yer alan taleplerimi karşılayabilecek bir politikacı ama sizce yaptı mı?
‘’ Tarihi anlatmalı bize Baykal; ama bildiğimiz tarihi değil, bilmediğimiz tarih içinde tarihçileri yolculuğa çıkarıp satır aralarını gün ışığına çıkarıp sunmalı. Günümüz sorunları içinde bildiğimiz, gazetelerde okuduğumuzdan farklı bilgiler, araştırmalar ile karşımıza çıkmalı Baykal…’’ demişim.
Askeri yönetimler görmüş; cezaevlerinde yatmış; Türk solunun İsmet İnönü; Bülent Ecevit; Erdal İnönü gibi insanları ile dirsek dirseğe ya da karşı karşıya gelmiş bir ismi. Peki acaba Ecevit’ in tevazusundan; Erdal İnönü’ nün bilim adamlığından pay çıkardı mı kendine? Yonca satırlarına dönelim yine 2005 lere:
‘’ İsterdim ki gündeme getirdiği konuları araştırmış olsun CHP; ve Baykal o kürsüye kolunun altında tarihsel, arşivsel, güncel araştırmaların sonuçlarını barındıran, istatistiksel gerçekleri yetkili ağızların yaptığı yorumları içeren dosyalar ile çıksın. Aslında bunun için kurultayları beklemeye gerek yok. Artık bu konuma gelmiş bir politikacının çalışmalar ile çıkmasını bekliyorum karşımıza.’’
Bugün bir çıkış yaptı Baykal; partisine ve liderine. Ama yalnız kaldı. Hani yıllar önce izlediğim Viva Zapata filmini anımsattı bana. Bu çıkışında ; teröre karşı birlikte durmak çağrısında son derece haklıdır haklıdır ama;
Söz konusu Sn. Deniz BAYKAL olunca düşünmeden duramıyor insan; niye yaptı; ne için yaptı; içten mi; yoksa CHP içinde fırtınalar yaratmak için mi yaptı? Gündem aşkı mı? İçinden geldiği için mi yoksa yine politik bir yaklaşım mı? Hele ki szö konusu belirli çevrelerce ‘ Hizipçi’ olarak kabul edilen bir Baykal ise.. Yıllar önce takınması gereken tavırlar niçin şimdi takındı? Koltuk kaybetme korkusu mu vardı ki ; yine Yonca satırlarına dönersek kendisi, partisi ve özellikle ülkesi ÜLKEMİZ için nasıl uyarmışım? Ne yazık ki haklı çıktım….. belki o dönem farklı davransaydı; bırakın koltuk kaybetmeyi; kendisi, CHP hatta ülke bile farklı bir konumda olabilirdi. GÖRMEDİ Mİ; GÖREMEDİ Mİ; İSTEMEDİ Mİ? Bilmiyoruz; belki kendisi bile bilmiyor…..
‘’ Kürt sorunu ve Kerkük, Kıbrıs ve kıta sahanlığı, Fır hattı, Ermeni sorunu ve tarihsel ilişkiler; Avrupa Birliği ve globalleşmenin sakıncalarını sosyal demokrat bir parti lideri olarak başka açılardan anlatmalı bana; saklanmaya çalışılan gerçekler önüme konmalı; bilim ve felsefe konuşmalı Baykal.
Ve artık dönüşü yoktur Baykal’ın ; anlattığı vurguladığı konuların peşinde olan, koltuğu değil Türkiye’yi düşünen CHP’ yi yaratıp, tarih içinde yapılan yolculuk sonrası üstlenmek zorunda kaldığı misyondan kaçmamalıdır.
Artık bunu önce Türkiye ; sonra kendisi için yapmalıdır; yoksa…
Bence yoksa’ nın cevabını kendisi daha iyi biliyor… ‘’
demişim…….ben o yıllarda . Baykal için politika için yazmışım yıllarca. www.yoncaayas.com politika dosyasında…..
Şimdi kendi içinde nedeni ne olursa olsun; açıklaması doğrudur. Teröre karşı, akan kanlara karşı tek vücut gibi düşünmeliyiz. İç hesaplaşmalarımızı; kinimizi, kibrimizi bir yana bırakarak.
Ayrıca:
CHP milletvekilerinin Baykal’ ı sıralarda yalnız bırakan tavrı da ülkemizde patenti bana ait olan SİYASET BARONLUĞUNUN ne kadar doğru ve iç acıtıcı olduğunun resmidir. Fikriniz uymayabilir; görüşünüz ters düşebilir ama nerede yılların dostluğu ve silah arkadaşlığı. Ve de dahi demokrasi diyen bir partinin fikir özgürlüğüne tavrını da çok gülünesi bulmaktayım.
Ne yazık ki doğru yazmışım Sevgili Ve Sayın Baykal; ülkemin önemli politikacısı; ailemin aile dostu……… Umarım bu çıkışınız içtendir…….
Geçmişte öngörüde bulunduğum noktada; şimdi siz, partiniz ve ne yazık ki Ülkem; ne yazık ki………
Dr. F. Yonca AYAS
19.02.2016
Yazdığım yazılardan bazı linkler: