KIRMIZI ÇİZME İLE HAYATA VEDA
Dün akşam kendime bir çift topuklu kırmızı çizme aldım. Yıllar önce yine vardı bir çift kırmızı topuklu çizmem. Hatta tanıyanlar bilir; Cim Bom Avrupa şampiyonu olduğunda sarı elbisem ve kırmızı kemer ile giymiştim. Yıllar sonra bir kez daha kırmızı topuklu çizme aldım. Kırmızı ayakkabılarım hep olur dolabımda, hatta bir çifti tam bir klasik . Bir çift sivri burunlu, iğne topuklu yılan derisi kırmızı ayakkabı. Rahmetli Necla Annem ile almıştık.
Ve alırken o çizmeleri dedim ki yıllardır tanıştığım mağaza sahibine: ‘ Son bir kez kırmızı çizme giyeyim değil mi? ‘ Son bir kez kırmızı çizme giymek. Uzun süredir düşündüğüm ama bu şekilde sesli itiraf edemediğim bir veda sözü idi bu….. Son bir kez kırmızı çizme giymek.
Evet artık yavaş yavaş gönlümün, ruhumun, beynimin ve de bedenimin bu vedayı kabullenmesi gerek. 50 yaşındayım ben. En iyi ihtimalle 100 yaşına kadar bile yaşasam geriye sayım başladı. Ve ne ilginçtir ki hüzünle yazmıyorum bunları. O hüzün durağını geçeli çok oldu. Bir kabullenmişlik, bir sevgiliye kavuşmaya hazırlık gibi yazıyorum. Bir yandan da bu veda törenimde ki süresini bilmediğim, neler olmalı diye bakıyorum. Neler olmalı derken maddi açıdan değil elbette. Hani olur, belki kırmızı çizme gibi ufak ya da gücüm yeterse uzaklara yolculuk gibi büyük özlemlerim. Ama baktığım, bende ne var eksik diye.
50 yaş dostlarım, ülkemin yaşam standartlarına göre ömrümün üçte ikisi gitti elden. O zaman bir durmam lazım, duraksamam lazım kendime sormam kazım. Hayhuyun dışında ruhumu beslemem lazım.
Bu nedenledir işte hayatıma matematik sokmak için ikinci üniversiteye yazılışım, bu nedenledir daha sakin daha yavaş yaşamaya çalışmam, bu nedenledir gündelik geçici zevklerin dışındaki derin insanlara, derin sohbetlere düşkünlüğüm. Bu nedenledir arkamdan söylenenlere aldırmayışım. Çünkü ben kendimin peşindeyim; kendimin izini sürmekteyim.
Kendi peşimde, kendi izimde yaptıklarımın derdinde:
Kocaman yaşadım ben, çok sevdim çok sevildim, çok çalıştım (gururla), günümü gün ettiğim de oldu ama beyin kasama da yatırım yaptım. İnsana dair kutsal bir mesleğin hakkını vermeye çalıştım. Üç tane kocaman kitabım var; bir tane küçük seyahatnamem, bir de küçük mesleğime dair kitapçık. Bir dolu kitap içeren kütüphanem, gönlüme göre bir gül bahçem var. Sokaktan gelme bir köpeğim, suda yaşayan kaplumbağam ve sanal ya da gerçek hayattan bir sürü dostum.
Ve var ki en büyük eserim, dünyaya en büyük hediyem, Allah yolunu açık etsin.
Veda zamanı dostlarım işte o yüzden son bir kez satın aldım kırmızı topuklu çizme ki ben onu en az bir beş yıl giyerim. Kabul edelim dostlarım: Ne kadar iyi baksam da kendime, yaşlılığın renkli sonbaharına doğru giderken elbette kemikler, beden ve bacaklar taşıyamıyabilir o çizmeleri 60 yaş zenginliğinde. Ya da benim 60 yaş hayalim öyle değil diyelim. Asıl güzel olan bence; bu gündelik yaşamın hay huyu içinde bu VEDA ZAMANLARININ FARKINDA OLMAM. Geceleri bu yüzdendir kendimle baş başa kalmaya çalışmam, çünkü gündüz benim için uzun bir meşguliyet vardır. (1) ( kitabımın dediği gibi)
Yapılacak bir şey yok kabullenmekten başka. Ve bana dayatılmaya değil BENİM İSTEDİĞİM gibi yaşamaya çalışmaktan başka.
Çocukları, çiçekleri, böcekleri, çalışmayı, yüzmeyi sevmeye devam. Yeni şeyler öğrenmeye, modaya göre değil kafama göre giyinmeye devam. Okumaya, yazmaya, sokakta pankart açmaya, takmaya takıştırmaya kadınca davranmaya devam…… Son nefesime kadar ….. Işığa koşmaya çalışarak …….AŞKLA…..SANA…..
20.12.2013 07.07
1. MÜZEMMİL SURESİ
‘ Çünkü gece kalkışı hem daha etkili, hem de söz bakımından daha sağlamdır. ‘
’ Çünkü gündüz senin için uzun bir meşguliyet vardır’