Nasıl bir zenginliktir hangi keyfi seçeceğinize karar vermek için düşünmek. Bırakın canınızın sıkılmasını güzelliklerden güzellik beğenmeye koyulmak. Ama en sonunda karar verdim düzenim hazırdı keyfim için.
2004 yılından beri bekleyen kırmızı Bordeaux şarabım, peynir tabağım, rahat kanepem ve ben…. Ayağymda doğumgünü hediyesi Bodrum terliklerim , inanmayacaksınız ama parmak arası, şarabımın rengi ile yarışan yeni sürülmüş ojelerim ve ayak parmağı yüzüklerim ile keyfe hazırdım. Bu yüzüklerden biri Gamze’ nin hediyesi. Oğlum bize ait yaşam alanımızın bir köşesinde bilgisayar keyfinde
Ben eve dönerken benzin istasyonu pompacıları ile fotoğraf çektirmiş bu kadın (kendin orada paylaşılamayan ilan etmiş) seçtiği keyfini sürmeye hazır.
Kararsızdım iki keyif arasında:
Ursula K. Le Guin denemelerini mi okusam; yoksa Lord Of The Flies kitabının filmini mi izlesem? Sonuçta kendimi okulda okuduğum İngilizce adı ile Lord Of The Flies veya Sineklerin Tanrısı kitabının filmine bırakmaya karar verdim. William Golding’ in eserinin filmine. Belki de bunun nedeni Ursula’ nın bu sabah başladığım kitabının sarsıcılığı olabilir.
Şimdi ara çünkü film başladıJ
7 Kasım günü başlanan bir yazıya 10 Kasım gecesi devam etmek. Evet bugün 10 Kasım Ata’mızı andığımız gün ancak benim yoğun ve zor bir gündemim vardı. Dün sabah 12 saatlik bir yolculuktan sonra 2001 model Ford aracımız ile ben ve oğlum İstanbul’ a ulaştık. Yeni evimizin son düzenlemelerini ve taşınmalarını yaptık. Kendi evimiz. Bu noktaya gelişimiz uzun bir hikaye ama önemli olan başardık.
Film izlediğim Çarşamba gününe dönersek: İkinci bir film ile devam ettim. Tehlikeli İlişkiler ama Laclos tarafından yazılmış kitabın senaryolaştırdığı olan değil. Bu izlediğim Freud ile Jung konulu bir film. Laclos’ un kitabından esinlenmiş olanı da tesadüfen bir kaç gün önce televizyonda seyrettim. Glenn Close ve Keanu Reeves’in gençliğine John Malkoviç eşlik etmekte idi.
Üst üste gelen güzelim filmler ve kitaplar. Hızlı bir değişime girdiğim şu günlerde bu seçimlerim tesadüf mü; yoksa Pınar’ın dediği gibi ihtiyaçlarım mı beni buluyor? Yıllar önce ruhumda sarsıntılar yaratan Kitle ve İktidar sonrası farklı sanat eserleri ve kitapalr da sanki yeni bir çağın başlangıcının habercisi. Ama tüm bunların yanı sıra oğlum ile pizza paylaşıp arkasından iskambille 11 li oynamak da hayatın ta kendisi aslında. İstanbul sokaklarında eninde sonunda kaybolmadan dolaşacağım günler de gelecek mi acaba? Bugün saatlerce dolanarak evimize gidiş geliş yollarını öğrenmeye çalıştım. Burada da bir kuaför edindim; şu anda saçım yine örülmüş ve ellerim de nazar boncuklu ojelerim…..
Özetle farklı yepyeni bir dönem için ben hazırım; sizler okuyarak izlemeye hazır mısınız?
10 Kasım 2012 22.42 Gayrettepe
URSULA K. LE GUİN, TEHLİKELİ İLİŞKİLER, GLENN CLOSE, WİLLİAM GOLDİNG, LACLOS