BUGÜN PARMAĞIMDA OLAN YÜZÜK....
Evet bugün sınav vardı. Ben; bu kadın sınava girdi bugün.
Alışveriş yapılıp, sebze çorbası ocağa vuruldu, tavuklar haşlanıyor karnımı peynirli, 2 yumurtalı omlet ile doyurduktan ve üstüne de çikolatamı yedikten sonra bugünkü sınav maratonunu anlatabilirim. Bu arada, omletime tat katan değerli peynirleri tarafıma hediye eden siz; susma ya da (ben, ben getirdim peynirleri) diye kendinizi ifşa etme hakkınız saklıdır. Ne de olsa Prensese hediye verebilmek de bir ayrıcalıktır J
Prenses mi dedik yok canım nerede….. Bu sabah bu kadın inanılmaz sıradan ve o kadar da özel hissetti kendini. Ev de mis gibi çorbaya attığım kerevizler ile koktu , mis mis…..hımmmmm pişse de yesem….
Evet bu sabah ben, o tedbirli kadın saat 08.30 da yola çıkmaya hazırdı ama önce otomatik kapı kapanmadı. Ve bir Yonca klasiği olarak, ki Yeşim ve Ramazan çok iyi bilirler yolunu kaybetti. Ama o hala ‘olsun 15 dakikam var’ havalarında iken aman Allah’ ım bu arabalar nereden çıktı, nedir bu trafik kampüs içinde? Sanki bütün Antalya ahalisi sınava gelmiş. Derken, doğru sandığı bir tabelanın izinden gitti, arabasını park etti -son 10 dakika içindeyiz- bir beyefendi ‘yok buraya koyamazsın arabanı ’ dedi. ‘ Ama ben sınava geç kalıyorum,ü içeriye alsanız bari arabamı lütfen, ne olur….’ Dikkat dikkat Prensesten söz etmekteyiz. Adam şöyle bir baktı; siyah uzun etekli, maviş bir fular, turkuaz küpe ve yüzüklü, makyajı yerinde siyah gözlüklü bir kadın, kocaman siyah arabanın önünde ağlayacak neredeyse…. Açtı korkuluğu ve
‘ şöyle uzak bir yere park et’ dedi. 5 dakika kaldı koşarsa yetişir belki…. Koştu önünde beyaz montlu genç bir kadın; ikisi birden yanlış binaya gelmişler başladılar koşmaya, hani bir cigara içimi gibi anlattılar ama……
Koşarken bir de genç adam, oldular 3 kişi. Birinci Açık Öğretim Açık Hava Koşularına hoş geldiniz…
Ben bu koşular için büyümedim mi biraz? Bir adam nereye gideceklerini öğrenince ‘ mümkün değil yetişemezsiniz’ dedi ve hallerine acıyıp arabasına aldı onları ama, durum hala şüpheli saat 09.40; 09.45 ten sonra ıııııı….. Ama çalıştım ben biraz olmaz ki…..
Buyrunuz aksiyona…..derken bina kapısı görevliler bağırarak son anları duyurmakta…..
Daldım; sınıfıma gittim görevli bir baktı saat 09.45 buçuk gibi. Ben ve kesilen nefesimle alındık sınava.
Sınav eh işte; çalışamadım ki çok. Yaşasın pembe sandık faaliyeti.
Sınav çıkışı hafta sonu olmasına rağmen hemen oğlumu aradım, konuşma şudur:
‘Emir şimdi y eşit -4 ise grafikte…… logaritmayı şöyle aldım olmuş mu? Grafikte yatay çizgi x idi değil mi? Vb. vb. ‘
Tabi oğlumu aramadan önce ; arabamı arayıp bulmama gerekti uzuuuun bir yürüyüş ile.
Eve geldim işte başa dönersek; karnımı doyurdum, yazı bitince çalışmaya devam. Birazdan Z. gelip evi toparlayacak. Ev mis gibi kokuyor, çamaşırlar makinada…. Güneş pırıl pırıl….. Yarın sabah 08.00 de çıkacağım evden kısmet olursa.
Evet çok özel hissettim kendimi; hayatımın rutinini kırmak için böyle bir yol seçtiğim için. Beynimi bir kez daha çalışmaya adadığım için. Çok sıradan hissettim ya da büyük bir grubun küçük parçası diyelim: Bir sürü insan genç, yaşlı, o yollarda idi okumak için. Aslında yok ya sıradan değil , hepsi çok özel. Düşünsenize, bu sabah sıkıldığını söyleyen; ya da bunalım takılan bir sürü insan varken, oradaki grup farklı bir yolun içinde. Belki de günlerce ders çalışmış kimi; 2 iş saati ya da bebeğin 2 mama saati arasında…. İyi ki de girmişim üniversite sınavlarına, iyi ki de koş koş olmuşum bu sabah. Daha güzel adrenalin, ya da değişiklik nerede var?
Bu arada ben kereviz çorbama biraz patates ve kerevizin yeşil yapraklarını da kattım. Blenderden geçirirken de süt katacağım; siz nasıl yapmaktasınız?
AŞKLA, ÖĞRENCİ YONCA HAYDİ DERS ÇALIŞMAYA….
Yeşim: Dr. Yeşim ÖZDEMİR
Ramazan: Dr. Ramazan AKALIN
ÖĞRENCİYİM BEN......
BU DA FULARIM:)))