Sabah yine…
Antalya’ nın serine dönüşmeye başlamış ağustos sıcağında havada yanan ormanların ağırlığı, ben yine bilgisayar başında…
Yıllar dönüşen Covid 19 küresel salgını ve ben yine bilgisayar başında…
Yazmayı özlemiş, paylaşmayı özlemiş aylardır satırlarda günü günce etmemiş, yazmamış değil de güncelememiş. Başka mecralarda başka satırlara emek vermiş…
Kahvaltı edilmiş yine ev bu defa hafiften çay kokmuş büyük bir değişiklik olarak radyodan değil bilgisayardan TRT Nağme açılmış. Çok tuhaf giderek radyolar ile ulaşamıyoruz radyolara zoraki internetten…
Sabah yine insana dair, ruhumuza dair ve yaşama dair…
Sabahların kaçıncısı ya da kaç sabahımız kaldı belli mi ki?
Savaşların, kıtlıkların, salgınların yok edemediği insan ve insan ruhuna nasıl bir güç ve sevda üflenmişse; inadına direnmekte, inadına ümit etmekte ve sevmeye devam etmekte ama ne yazık ki nefrete, öfkeye, hırsa ve öldürmeye de devam etmekte. İnsanları, hayvanları, ormanları ve umutları, sevmeyi öldürmeye devam etmekte.
Nasıl bir denge ki bu ümit edenler artmaya çalıştıkça ya da artırmaya çalıştıkça ümidi, yeşili, sevgiyi, emeği birileri de aynı hızla yok etmekte ya da yok etmeye çalışmakta…
Ama sonra her sabah tan yeri aydınlanırken yine bir bülbül aşk şarkıları söylemekte güle, pencerelerde sabahın derin uzun bitmeyen seslerine ışıklar belirmekte, bir bebek gülücükler atmakta annesine, bir işçi yine yeniden duyulacak ayak sesleri için caddeleri süpürmekte; kalmış acılardan, ümitsizlikten ve nefretten…
Ve sabah yine…
Senliliğe ve sensizliğe dair şarkılar eşliğinde, iç sızılarımızı bile sevdirircesine, eski kadim zamanlardan hepimize tükenmeyen bir hediye
Sabah yine…
10.08.2021 07.36
Antalya
F. Yonca AYAS