Siverek’ ten çok uzak bir sahilde anılar dökülüyor yine parmak uçlarından klavye tuşlarına…
Akdeniz rüzgarları camlarda dolaşırken, kent kim bilir kaçıncı uykusunu uyurken…
Pembe güller, Yeşil gözler gümüş küpeler ile süslü anılar. Bembeyaz bir tülbent, İstanbul kahvaltıları, Siverek Bahçelievler anıları tel tel gecenin içinde pırıl pırıl şimdi zamanı delip geçercesine…
‘’Bu kızın var ya bu kızın’’ derdi babası ‘’temizliği titizliği anama çekmişse kitap okuması da nenem Ate’ ye çekmiş’’ Çok kitap okurmuş Yonca’ nın büyük babaannesi; anlatılması gereken anlaşılması gereken bir büyük babaanne. Torunu Mustafa için özel bakıcılar tutan; annesi Asiye ölünce torununun torunu Mustafa’ yı da sahiplenen can büyük büyük nenesi Yonca’ nın çok kitap okurmuş. Ate nene ile Fahriye nenenin paylaştığı acılardan bir tanesi imiş Mustafa’ nın annesi Asiye Bibinin ölümü. Yonca’nın iki bibisinden bir tanesi imiş Asiye bibi; diğeri de Hatice bibisi. İkisinin de oğlunun adı Mustafa; eşlerinin adı da Hasan imiş.
Hatice bibi Hasan Enişte (Boduroğlu) ile evlenmiş; yanlış hatırlanmıyorsa Holikolar diye bilinen ailenin gelini olmuş; Asiye Bibi ise kendi Sakine Bibisinin oğlu Hasan Ayaz (Mediş) ile evlenmiş.
Ama ne yazık ki Asiye Bibi Mustafa çok küçük iken gözlerini kapatmış bu dünyaya. Fahriye Nene ile Ate nene bağırlarına basmışlar; kıyıp da verememişler kimseye torunlarını. Kamile ile Polo Emine ‘nin işi Mustafa’ya bakmak isteklerini yapmak imiş. (Bu iki güzel kadın da anlatılacak elbet) Mustafa nenesi büyük nenesi ve bu iki kadın tarafından nazlanarak sevilerek büyütülmüş.
Yonca’nın Asiye Bibisinin oğlu Mustafa Abi ile ilk anıları İstanbul Tünel’ deki evlerine ait. Kendisinin Taksim İlkokuluna gittiği yıllarda Memet Abi ile yemek yemeye gelirlerdi. Kocaman bir aile olarak oturulurdu sofraya Yonca, annesi, babası, abileri ve abi bildiği bu iki kuzeni. Ama tüm bu ilişkiler sonradan oturdu zihninde.
Mustafa Abi eczacılık okuyormuş o yıllarda İstanbul’ da.
Bir diğer renkli anısı ise Mustafa Abisinin nişanından. Mustafa Abi ile nişanlanan Nevin Abla’ nın muhteşem kıyafetini hatırlıyor. Çok güzel bir yeşil tulum, yarım kollu ve üstünde brokar bir uzun ceket, saçlarını yandan ayırmış. Karahanlar’ ın kızıdır Nevin Abla. Bir de Mustafa Abi ile Nevin Abla’nın çocukları Umut ile Umay’ ın o güzelim kızıl saçları… Kendine has bir edası zarafeti vardır Nevin Abla’ nın. Yatılı Bölge okulunda gibi hatırlıyor Yonca o güzel nişan gecesini.
Ölen Asiye Bibinin eşi, Mustafa Abinin babası Hasan Enişteyi de hatırlıyor hayal meyal İstanbul’ dan kız kardeşi Sabahat Ablaların evinde. Bir de Asiye Bibiden sonra evlendiği Leman Abla’ yı hatırlıyor Siverek Bahçelievler 15 numaralı evde. Leman Abla ve neşeli güzel kızlarını ama hayal meyal. Tüm bu ilişkiler, kimin kim olduğu akrabalık bağları yıllar sonra oturacak zihninde, çünkü ömrünün çoğunu Siverek’ ten ayrı geçirdi hatta anne babasından bile uzakta Antalya’ da geçirdi.
Sabahat Abla diyince de aklına ilk gelen Taksim’ deki evleri ve bir kahvaltı sofrası kış sabahını ısıtan. Bir de Fulya Abla’nın derin yeşil gözleri… Yonca’nın annesinin deyimi ile ‘Güzel kızdır Fuli’’ Fulya Ablası güzel yeşil gözleri, tane tane konuşması ve gümüş küpeleri.
Ne güzel ki şimdi de duyabiliyor o konuşmayı telefondan sohbet ediyor Fulya Abla ile.
Zeynep Abla ve Feriha Ablayı da anımsıyor hayal meyal.
Naif dokunuşlar zamanın içinde kayıp gelen, biraz sisli uzak belki ama yürek ısıtan, asude, duyarlı ve yumuşacık, düşündükçe sarıp sarmalayan; değişen dünyaya inat…
Soğuk havalarda içilen bir fincan tarçınlı salep, bembeyaz ve neşeli çocuksu patlamış mısır, soğuk havalarda örülen kazakların rengarenk yünleri misali, radyoda çalınan mahur bestelerimsi sıcak ve altın sicimler gibi anımsıyor Sabahat Abla ile Ahmet Enişte’ nin evindeki o kahvaltı sabahını İstanbul’ da…
Mustafa Abinin eşi Nevin Abla ile telefon sohbetleri tadına doyulmaz iken; Nevin Abla aynı zamanda yöneticiliğini Yonca’ nın yaptığı sosyal medya Siverek Kadınları grubuna da yorumları ile katılıyor.
Belki bir gün hepsi yine bir kahvaltı sofrasının çevresinde toplanır kaybettikleri sevdikleri için hüzünlenir; bir arada oldukları için gülümserler…
Daha sonra uzun uzun anlatılacak çok şey var Hatice Bibi hakkında ancak bembeyaz tülbenti ile evinin avlusunda oturması, sardığı incecik sigaralar aklında Yonca’nın. Ankara’ da ki karşılaşmaları, kendisine takılması ve bembeyaz tenindeki derin bakan gözleri…
Bir de Yonca’ nın pembe güllere olan daha doğrusu pembe güllü basmalar pazenlere olan sevgisinin kaynağı da Hatice Bibisidir.
Amma velakin daha sonra uzun ve derin anlatmak gerek…
Şimdi çok uzak bir sahilde Yonca, Akdeniz rüzgarları alan Antalya’ da gecenin derininde anılar akıyor parmak uçlarından klavye tuşlarına bazen gözyaşları bazen özlem dolu tebessümler eşliğinde…
Altın renkli bir sicim şimdi zaman….
28.12.2022 /03.38
ANTALYA