Günlerdir yazılı ve görsel medyada partilerin seçim propagandalarını izliyorum. Görüntüleri, söylenen sözleri, vaatleri ve hitap edilen kitleleri.
Ne yazık ki aslında hepsinin vaatleri, görüntüleri, sözleri ve kazanmaya çalıştıkları kitle aynı. Kesinlikle o kitle veya kitleler ile bir sıkıntım yok. Bu ülkede yaşayan her bir birey başımızın tacıdır; rengimizdir. Burada sözüm kesinlikle birbirinin bire bir kopyası, taklidi olan propagandasını tarihi değerlerimizi kullanmaya ya da duygu sömürüsüne dayandırmış tüm partilere. Arada çok önemli insanları atladığınızın farkında mısınız? Üstelik bu insanlar bu ülkenin bel kemiği sayılabilecek; emek veren ilim bilim yapan insanlar.
Atlanılan grubun özelliklerine bir bakalım mı:
1. Birçoğu iyi eğitim görmüş, hala okumaya öğrenmeye çalışıyor.
2. İnançlılar ama bunu sessizce gösterişe kaçmadan yapıyorlar
3. İşlerini insan ayrımı yapmadan yerine getiriyorlar
4. Belli bir ırka ait olduklarını düşünüyorlar ama, bunun diğerine eziyet etmek, hor görmek ya da ötekileştirmek demek olmadığını biliyorlar; dünyada saf ırk kalmadığının ya da bunun önemi olmadığının farkındalar.
5. Ülkede yer alan sorunların; özellikle farklılık sorunlarının insan hakları temelinde çözülmesini istiyorlar.
6. Bölünmenin tüm ülke vatandaşlarına zararı dokunacağına; emperyalist sistemin bir oyunu olduğuna inanıyorlar.
7. Tarihimizde yer alan tüm düşünür, yazar, komutan, idareci, bilim adamı, siyasetçi, padişah, din adamı, politikacı ve yöneticilerin hepimizin ortak değeri olduğuna inanıyorlar. Saygı duyarken ırk, dil, din, siyasi görüş gözetmiyorlar.
8. Atatürk ‘ü seviyorlar, sayıyorlar, ilkelerine inanıyorlar. Ama Atatürk ilkelerinin anlaşılmadan dogmalaştırılmasına aleyhte veya lehte politik malzeme yapılmasına içerliyorlar.
9. Geçmişte belli kişiler ya da gruplara yapılmış haksızlıkların öç alma duygusu olmadan, duygusal veya karşı silah olarak değil; akılcı süzgeçten geçerek tartışılmasını istiyorlar.
10. İktidarlar için değil ülkenin geleceği için çabalayıp emek veriyorlar.
11. Genellikle el emeği, göz nuru, ilim bilim ile ekmek paralarını kazanıyorlar.
12. Kadınlarının bir kısmı türban takmıyor, dekolte de giyiniyor hatta şapka takıyor ama kimseyi yargılamıyorlar. (Parti propagandalarında hiç şapkalı, mini etekli kadın görmedim, ya da küpeli, uzun saçlı erkek) )
13. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığına kesinlikle karşılar.
14. Her tür ayrımcılığa karşılar ama kabalaşmadan, baskı kurmadan.
15. Ezildiğini iddia eden grupların sadece kendileri ezilmiş gibi davranmalarına karşı çıkıp bunu toplumsal bir sorun olarak görüyorlar.
16. Bu ülkede var olan bazı sorunların sorumlularının her tür politik görüşte olabileceğini; bunun coğrafi bir sorun olduğunu, öyle bakılması gerektiğini, köklerinin geçmişe dayandığını düşünüyorlar.
17. Bu ülkenin kurumlarını, iş yapan devlet firmalarını, iç işlerini, THY, TRT gibi kökleşmiş yapılarını yıpratmaya çalışmanın siyaset olmadığını olmaması gerektiğini düşünüyorlar.
18. Tüm iktidarların gelip geçici ama ülkenin, geçmişimizin, insani ilişkilerimizin ve vatan bütünlüğünün barış, anlayış içinde kalıcı olduğunu düşünüp emek veriyorlar.
19. Sorunlarımızı kendimizin; dış unsurların etkisi altında kalmadan çözmemiz gerektiğini; yüz yıllardır bu topraklar için böl yönet politikalarının hep uygulanmaya çalışıldığını biliyorlar.
20. Ortak akıl, hedef, sevgi ve çabaya inanıyorlar. Ülkenin her santimetrekaresinin, her insanının eşit olmasını, eşit olanaklardan faydalanmasını istiyorlar.
Ve geleceğe kesinlikle inançla umutla bakıyorlar.
Bu grubu ne yazık ki tüm partiler atlamış durumda; yok varsaymaktalar. Halbuki bu grup insan hakları temelinde bakan; çalışmayı bırakmayan, emek veren inançlı, laik, çağdaş olmaya çalışan bir grup. Aslında belki de toplumun çimentosu, her kesim ile konuşan ve anlatan bir grup. Tek tarafları var; bu ülkenin geleceği ve insanları. Ve onlara seslenen bir tek parti bile yok.......
15.06.2018
ANKARA