KENDİNE BAKMAK

Dünyanın ne olduğu nerden gelip nereye gittiğimizi varoluşun sorularına cevaplar aramayı; felsefeciler, kelamcılar kendilerine konu edinmişken; zaman zaman sıradan insanın aklına takıldığı da gerçektir. Hemen her insanın gündelik koşuşturmalar; küçük büyük hırsların peşinde takılmalar arasında ömrü boyunca bir kez olsun aklına takılmıştır bu sorular. En çok da bir yakınımızı kaybedince belki ya da acının yüreğimizi en çok dağladığı anlarda.

Gerçekten nedir hayat dediğimiz bu yolculuk; hani 2 rakam arasındaki o çizgi?

Hani yıllardır sordu bu kadın; nasıl yaşamalıyız diye?

Günümüzde o kadar çok cevap vereni oldu ki bu sorunun; o kadar farklı yollardan kafamızı karıştıran cevaplar; kafamızı karıştıran insan olma ya da olamama yolları önerildi bize. İlk günahımız tartışıldı; değişti değiştirildi, bedenimiz için yeni kurallar hatta anayasalar ilan edildi; ruhumuz için olmadık yerlerden olmadık tavsiyeler geldi. Bilen konuştu; bilmeyen konuştu. Neredeyse her sabah bedenimiz ve ruhumuz için yeni emirler ile uyandık. Yaşam koçları; bedenimizin patronları, gurular, 3 günde alınan eğitmen sertifikaları; insan vücudunu bilmeyenlerin öğütleri.

En acısı ise verilen öğütlerin hemen hepsi ya beden için ya da ruhumuz ve aklımız içindi. Hani sanki arada keskin bir çizgi; farklı iki grup paylaşmış bedeni sen al zayıflat güzelleştir; ruhu ve aklı da bana bırak. Unutuldu ki insan bir bütündür.  Ve ruhun için ne yapmak istiyorsan hatta sevdiklerin için ne yapmak istiyorsan bu beden olmadan yapamazsın.  Bu beden gittiğinde sevdiklerin için dua bile edemezsin. Orada tam o zamanda yalnızsındır; sevdiklerin de yalnızdır. İşte budur yalnız gelip gitmenin şanı. (1) O zaman nasıl bir yanlıştır ki ruhu başka bedeni başka bir parça görmek. Bedeni ruhtan ayırarak ayrı yasalara ayrı bakıma tabi tutmak. Öyle bir yol olmalı ki bedenin rahatının; ruhu beslediği ruhu belemenin bedenden yansıdığı bilinmeli artık.

Demek ki birinci adım beden ruh bütünlüğünü kabul edip kendimize, biz olan bize tek parça halinde bakabilmekten geçmektedir. Dünya ile bir olduğumuzun, hep birlikte biri temsil ettiğimizin konuşulduğu bu zamanda kendi bedenimiz ile ruhumuzu birbirinden ayrı düşünmek ne büyük bir gaflettir.

Ne yapacaksak beden ve ruh için aynı zamanda bir tutarak yapmak zorundayız. Yoksa bir parçamız eksik; her parçamız  yarım, her parçamız yarına kalır.

 

AŞKLA…

 

 

1.        Kıyamet günü onların her biri Allah'ın huzuruna tek başına çıkacaktır. (MERYEM/95)

Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum
(*) İsim :
(*) E-Posta :
(*) Konu :
Yorum
Güvenlik Kodu :
Resimde gördüğünüz güvenlik kodunu giriniz (5 hane)
CAPTCHA Image