RUSYA RUSYA 2
ERTESİ GÜN
Bir önceki akşam Emin Hoca ve grup ile sözleştik
sabah dokuzda lobide buluşmak için ve
ben bir de erken uyanma konusunda
oldukça iddialı konuştum.
Sabah uyandım ki saat daha 6 ;
biraz daha uyumak içim uzandım ki …..
Kapıya vurulan yumruklar ile uyandık ben ve Seval;
Müzeyyen kapıda ‘Neredesiniz’ diyor;
Saate baktık 8 e 20 var ama hayır hayır
çünkü bir saat ileri almamışım saatimi ; saat dokuza çeyrek var…
Koştur, koştur kahvaltıya……Duş al saat 9.15 hazırız gibi
ama tabi ki grup büyük olunca toparlanmak zor…
Ben Mustafa Enişte, Müzeyyen ve Talip Enişte, Seval, Emin Hoca.
BİZİMKİLER METRODA
SOKAKLARDAYIZ…..
ARKADA GÖRÜLEN KOCAMAN BEYAZ LİMUZİN
GELİN VE DAMATLAR İÇİNMİŞ……
OLDUKÇA SIK KARŞILAŞTIK KENTİ HER GEZİŞİMİZDE…..
Bir gün önce aldığım şehir planı işe yaradı özellikle dönüşte.
Seval ise metro ve otobüsleri yazmış.
Bir metro bir otobüs sonrası uzunca bir de yol yürüyerek;
saraylara ve müzelere ulaştık.
Fotoğraflar çekerek; gülerek söyleyerek tabi ki….
Ve ben kurallara uyarak müze ve saray içlerinde
fotoğraf çekmedim; aslında çekmeyince de
gözlerin ve anıların için gezmiş oluyorsun;
bu da bir başka güzel……
Ama tabiî ki sizler için notlar aldım:
HERMİTAGE MÜZESİ
Dünyanın en büyük müzelerinden biri ola Hermitage Müzesi’ nin
temelleri 1764 yılında Çariçe Büyük Katerina’ nın
Batı Avrupa tablolarını toplamaya başlaması ile atılmıştır…
PEACOCK CLOCK
James COX tarafından yapılan Peacock Clock
size anlatılmasa olmaz ki…
Bu 18. yüzyıl harikası saat
tavuskuşu, horoz ve baykuş figürleri içermektedir.
Ayrıca sincaplar, ağaç dalları ve
çeşitli küçük ayrıntılar tamamlayıcı olarak kullanılmıştır.
18. yüzyıl felsefesi saati
evrenin bir göstergesi olarak kabul etmekte idi.
Görevi ise saatin akıp giden zamanı saymaktır onlara göre.
Tavuskuşu güneşin, kozmosun önemli, zengin bir simgesidir.
Baykuş, gecenin sükunetin simgesi iken
horoz ise yeniden doğuşun ve gelen günün habercisidir.
Ve tüm bunlar bir araya gelince
PEACOCK CLOCK yaşam deviminin simgesi
olduğu kadar ölüme yaklaştığımızı da hatırlatır bence….
Zaman efendiliğini sürdürürken ben ise dolaşmaya devam….
KEYFİM YERİNDE…
Bu arada dolaşırken Petersburg çevresinde
küçük bir daire çizdiğimizi ve akşam karnımızı doyurduktan sonra
geldiğimiz yoldan geri dönmek yerine
halkayı tamamlayarak dönmenin daha çabuk ve
kolay olduğunu da eklemem gerek….
Bir ara buluştuğumuz ve daha sonra bizden ayrılan
diğer gruba koca kentte tekrar rastlamamızın ne
kadar büyük bir tesadüf olduğu da bir gerçek…
Ve köprüleri geçerek;
çeşitli mağazaları inceleyerek;
bulduğumuz mavili camiyi konu ederek akşamı bulduk ilk gün…
Kabloya dikkat.
Cumartesi günü kahvaltıda geçmiş günün anılarını konuşurken
bir yandan da takımın yapacağı maçları düşünüyorduk tabi ki…
Gerçekten de sıcak karşılandığımız belirtmek isterim; sadece Sergei
sosyal bir toplu program yapmayı düşünememiş….
MAÇLAR ÖNCESİ
MAÇ ARASI…..
Bu arada iki grup arasında resmi konuşmalar sırasında
sürekli çevirmenlik de taptığımı eklemeliyim.
RUS MESLEKTAŞIM İLE…
(Kıymetimi çok bildi sıcak kahveleri ile ısındım)
KANARYAM İLE… ( O her dem bana hayran)
Kanarya haklısın; bu fotoğraf gerçekten çok güzel......
Ama ne yazık ki yenildik biz yaaaa
İki ülkenin güreşçileri aralarında karşılıklı esaslı maçlar yaptılar…..
Ve turnuvanın ilk günü bitti.
İkinci gün katılamadım ben maçlara teknik bir sorun nedeniyle…..
Ve o gece biz bir grup, tren ile Moskova’ya geçtik….
Yorumlar
1
Sayfa (1/1)reply this topic | Lillian Williamson | 2010-07-03 07:31:26 |
I think that to receive the home loans from banks you ought to present a great reason. But, once I've got a auto loan, because I wanted to buy a bike. |
1
Sayfa (1/1)
Yeni Yorum