Gözlerinizi kapatınız Bütünümün Parçaları ki bu ifadeyi ilk olarak 19 Şubat 2010 yılında kullanmışım sizler için. (YAŞAMA DAİR DENEMELER)
Evet bütünümün parçaları gözlerinizi kapatınız ve kendinizi seyrederken düşününüz dünyayı ve ülkemizi.
Sabah, Antalya sıcağına çıktım cehennem misali; arabam ki, siyahtır; toz toprak içinde yıkamamışım günlerce. Motoru çalıştırdım işe doğru aklımda siz, seyretmenizi istediğim dünya ve Türkiye. Çalışma saatleri ağır sıcak sürünerek geçti. Şimdi biraz boşluk bulunca sizden istediğimce DÜNYA VE ÜLKEM gözlerimin önünde. Değinmek istediğim güncel durumlar: dört, dört, dört, Suriye, Kamışlı, BOP, sınır boylarımız, aç çocuklarımız, şiddet gören kadınlarımız, kullanılan Müslümanlığımız, elden giden hoşgörümüz ve sevgi değil tek tek ama hepsi. Biraz okuyan yazan her bir parçası bütünümün bunların farkında. Ama hiç durup da sanki uzaydan bakarcasına tüm DÜNYA için gözlerinizi kapattığınız oldu mu? Şimdi yapalım o zaman.
Şimdi bu yazıyı okurken durunuz ve DÜNYA’ yı seyrediniz o masmavi güzelim küreyi: Önce aç çocukları görünüz, sonra oluk oluk akan sıcak kanları hissediniz, sonra kirli paranın rengini görünüz, ağlayan kadınları, dumanı tüten toprakları , çöken en güvenilir ekonomileri, sonra dolaştırınız gözlerinizi dünyamızda biraz daha gizli perdelerin arkasında yapılan antlaşmaları görünüz: Çağdaşlık adı altında bize sunulan tüketim çılgınlıklarına bakınız, imzalanan gizli antlaşmalara çocukların kanıyla……
NE İÇİN?
Şimdi daraltınız; TÜRKİYE olsun seyir alanınız; uygarlıklar beşiği Yunus Emre memleketi ANADOLU ve gelmiş geçmiş büyük filozofların yurdu TRAKYA. Ne görmektesiniz?
Kan, vahşet, elden gitmiş hoşgörü, kaybolmuş geleneklerimiz, Müslümanlık adı altında dayatılan zorbalık (ki bunu kimler istiyor bizleri bölmek için?) barış içinde yaşamayı yitirmiş, Türk Kürt ayrımına girmiş ANADOLU halkı….. En büyük gücümüz olan BAŞAK TARLALARI giderek azalıp yok olmakta. Güncel konulardan söz etmiyorum; geneli görmenizi istiyorum BÜTÜNÜMÜN PARÇALARI. Ve çevirin rotayı sahillere : Ne olduğuna aldırmayan gözü tüketim ile boyanmış insanlarımız: Mutluluğunu, gelişmesini para ile satın alabildiklerine dayandırmış insanlarımız. Ne kan gölü umurlarında, ne çocuklar ne de kendi uyuşmuş hayatlarının nereye gittiği…. Nasıl bir tüketim, yok etme çılgınlığı içindeyiz? Sadece paradan söz etmiyorum; duygularımızı, dakikalarımızı, vatanımızı, muhafazakarlığımızı, hoşgörümüzü, sevgimizi, vücutlarımızı, aşkları…….YARATMAK, ONARMAK DEĞİL TÜKETMEK, HARCAMAK PEŞİNDEYİZ….
BİZ ŞİMDİ NEREDEYİZ?
Derdim özgür KÜRT DEVLETİNİ tartışmak da değil; derdim bu gidişle DÜNYA’ da artık ÖZGÜR HİÇ BİR DEVLET OLMAYACAĞIDIR. Bu yazı çok uzak zamanları görebilenler için yazılmıştır.
Derdim giderek KENDİ İKTİDARLARINI KANLA BESLEYENLERİN yönetmek için yarattığı senaryolardır. Derdim İNSAN RUHUNUN nereye ulaştığıdır ki zaten dibi gördük biz; İNSAN OLARAK. Ruhumuz elden gittikçe, sevgi azaldıkça ve biz sadece seyrettikçe kanla beslenenler daha da güçleniyor farkında değil misiniz? HER BİRİMİZ BESLİYORUZ VAHŞETİ.....
Farkında değil misiniz: Yemekler hızla tükeniyor, su dışında her şeyi içiyoruz, giysileri tüketiyoruz, bedenlerimizi hapsettik, şimdi kurtulma yolu olan İNANÇLARIMIZI ucuz ticari hedefler yaptık tüketiyoruz ve yüreğimizi tüketiyoruz sırf bedene dayalı AŞK dediğimiz duygu ile….
AŞKA MI SAYGISIZLIK; BEDENE Mİ , RUHA MI?
NEREYE GİDİYORUZ?
Dünyayı seyretmeye içiniz elveriyor mu?
Her birimiz suçlu olmayalım bize bir şey olmaz şımarıklığı içinde;
VAR MI GERÇEKTEN, GERÇEK İNSAN RUHUNU ARAYAN İÇİNİZDE?
26.07.2012 16.06
seyirci | güven | 2013-07-25 16:29:47 |
İzlemekle yetinmeyenler olduğunu bilmekte güzel:-) |