Kapatılmış mutfak balkonuna köşesine attığım masanın üstünde yer alan bilgisayarımda yazmak.
Karşı balkonda sardunyalar ağaçların arasından kendini göstermekte bana. Arada martılar camın önünden geçiyor. Küçük radyomdan müzikler kulağıma gelmekte.
Ev biber dolması ve kakaolu kek kokmakta.
Kimim ben neredeyim?
Burası neresi?
Kaçıncı evim benim, gerçekten evim yok mu yoksa?
Üç küçük valize az kıyafet, flash bellekler attım; kocaman arabayı bahçeye park ettim, havuzlu villanın kapısını çektim çıktım.
İstanbul 32 yıl sonra, ani bir karar emekli oluş ve…….
Bir hiçliğe mi vurmak kendini; yoksa öldürmek mi bir kadını; hangisi acaba?
O ben mi idim serbest bölgede kocaman cipi ile salınan, Antalya sokaklarının ele avuca sığmaz asi aktivisti?
O ben mi idim Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan kadın?
0 ben mi idim kaybolan aşklar için Antalya sokaklarında ağlayan
Ben mi idim Cumhuriyet Meydanına bakan o apartmanda yeni evli aşk ile dolu kadın ve sonra o aşk bitince Antalya sokaklarında çığlık çığlık ağlayan?
Hangisi bendim; hangisi benim?
Ne zor sorular……
Ama artık hiç birisi ben değilim. İstanbul’ da bir pencere önünde yazı yazan emekli bir kadınım. Evim küçük arabam eski; kimse tanımıyor sokaklarda beni. Minnacık bir nokta artık Yonca…….
Bir hiçliğe attım kendimi; parayı, kariyeri kocaman bir evi ve arabayı bıraktım attım kendimi boşluğa……..
Ne olacak şimdi; bilmiyorum…….
Bilmiyorum bu yeni kadın kimdir? İstekleri özlemleri nelerdir? Ne bekler hayattan ya da hiçlikten nereye varacaktır?
Hiç bilemiyorum; ağlamak isteyip istemediğimi bile bilmiyorum.
Tek bildiğim şimdi buradayım; boşlukta…….
13.1.2016 15.00