TÜSİAD MANİFESTOSU
TÜRKİYE SANAYİCİLER VE İŞADAMLARI DERNEĞİ ya da TÜSİAD tarafından açıklanan Anayasa çalışmalarını okuduk.
Peki TÜSİAD bu çalışmaları yaparken toplumun hangi kesimlerinden fikir sordu?
Hangi tarihçiler ve bilim adamları ile konuştu?
Sokaktaki kadınların, erkeklerin, gençlerin görüşünü aldı mı?
TÜSİAD TÜRKİYE hakkında, bu ülkede yaşayan insanlar hakkında karar verme YETKİSİNİ kimden ALIYOR?
Ya da bu tavrı kimler için ne adına sergiliyor?
Tüm bu soruların cevabını düşünürken ben; TÜSİAD YÖNETİM KURULU üyelerine şöyle bir baktım:
Çok ilginçtir ki çoğu ya yabancı liselerde okumuş, ya yurt dışı üniversitelerinde eğitim görmüş ya da Amerika’ da üst ihtisas yapmış. Bir iki kişi de lise mezunu.
Böylesine önemli bir sosyolojik konuda ahkam kesen TÜSİAD’ ımızın yönetim kurulu üyelerinin hemen hepsi ekonomist bir kişi hariç: Volkan VURAL; o da emekli elçimiz ve çok ilginçtir ki Tansu ÇİLLER’ in danışmanlığını yapmış bir isim.
TÜSİAD hakkında ilk satırlarımı döktürüşüm ise 2000 yılında olmuş ama üstten geçmişim. Daha sonra 2010 yılında dip not düşmüşüm: TÜSİAD tarafından izlenen ‘ Hep bana Rab bana’ tutumu için. Bu satırlar SİYASETE DAİR DENEMELER kitabım sayfa 53 te yer almaktadır.
TÜRKİYE SANAYİCİLER VE İŞADAMLARI DERNEĞİ aşağıda yer alan isimler tarafından kurulmuştur.
VEHBİ KOÇ |
DR. NEJAT F. ECZACIBAŞI |
SAKIP SABANCI |
SELÇUK YAŞAR |
RAŞİT ÖZSARUHAN |
AHMET SAPMAZ |
FEYYAZ BERKER |
MELİH OZAKAT |
İBRAHİM BODUR |
HİKMET ERENYOL |
OSMAN BOYNER |
MUZAFFER GAZİOGLU
|
Yazının en altında ise TÜSİAD tarafından oluşturulmuş çeşitli kurallar yer alıyor. Bu kurallara manifesto içinde de değinilmiştir.
İşte bu TÜSİAD sosyolojik bir kararı bizim adımıza verdi.
Aşağıda derneğin amacının bir kısmı ve hukuk konusundaki yorumu var.
Türkiye insanı adına konuşma yetkisini kendinde bulan TÜSİAD üyesi tüm firmalara sormak istiyorum:
Sitenizde yer alan ve üstlendiğiniz bu misyonlara hanginiz ne kadar uyuyorsunuz, asli görev ve sorumluluklarınızı yerine getiriyorsunuz da böyle sosyolojik açıklamalara girişiyorsunuz. Tüm işleriniz ve gerçek sorumluluklarınız bitti mi?
Yoksa Anadolu’ yu yolunuzu kesmesin de İstanbul Patronları olarak rahat çalışın diye mi bizden koparmak; silkelemek istiyorsunuz?
Bireysel mutluluk diyen sizler başınız sıkıştığınızda kaçabileceğiniz ülkelerde evler, yatırımlar edinmiş olabilirsiniz ama bizler bu ülke için ve kendi ekmeğimiz için çalıştık, çalışıyoruz, çalışacağız……..BAŞKA ÜLKEMİZ YOK VE OLMAYACAK……….
Siz bu ülkeyi bu kadar düşünüyor idiyseniz ilgi alanınıza giren konularda ahkam kesiniz:
Ecevit 70 li yıllarda insanların binlerce dönüm toprağına el koydu gerçek haklarını vermeden; TARIM TOPRAK REFORMU adına…..
Ey TÜSİAD sormak aklına geldi mi:
Kime peşkeş çekildi o topraklar, ne oldu tarım reformu?
Tarım adına, hayvancılık adına desteklenseydi ANADOLU.
Sizler Avrupa’ dan ve çooook uzaklardan çalınmış sporlarla uğraşıp, korunmalı sitelerinize çekilmek yerine, sorunları yok sayıp yaşadığınız günü kar sayıp;
Türkiye’ yi İstanbul’ dan ibaret sayıp başınızı kuma gömmüş olmasaydınız; paylaşmayı bilseydiniz……
Anadolu dururken, ondan ilham alan yapay uygarlıklar peşinde koşarken ve ANADOLU için ülkeler ayakta beklerken; siz bu kadar körken…….
Birden uyandınız, uyanmadınız da ANADOLU uyandı siz de şimdi kurtulmaya çalışıyorsunuz..
Bireylerin mutluluğu derken hangi bireylerden söz ediyorsunuz acaba?
Diskolarda gezerken, sahillerde güneşlenirken hala sobası olmayan köylerde yaşayan, öldürülen kadınları haberlerine kulak tıkamış BİREYLERİN MUTLULUĞU OLMASIN BU?
EY TÜSİAD UYAN ARTIK!
SENİN ATMAK İSTEDİĞİN BAĞRIMIZDAN KOPARMAK İSTEDİĞİN BÖLGENİN SORUNU:
AÇLIK
OKULSUZLUK
İŞSİZLİK
VE İNSANCA YAŞAMAK
GÖSTERMELİK BİNALARDA MALZEMESİZ DOKTOR DEĞİL;
GERÇEK HASTANELERDE MUTLU DOKTOR GÖRMEK….
Plan ne güzel değil mi?
Önce paralı askerlik konuşulsun, karara bağlansın.
Sonra da atın ülkenin bir parçasını.
Hangi parçasını?
Yıllarca İstanbul Beyzade çocuklarının, işadamı çocuklarının, politikacı çocuklarının gitmediği siperlere asker olarak sürdüğünüz
(şimdi BAĞRIMIZDAN ATMAK istediğiniz ) Doğunun aslan parçalarına ihtiyacınız kalmadı değil mi?
Paralı askerlik geliyor.
En sonunda bu ülkenin bağrından çıkan Mehmetçik’ lerimizden oluşan ordumuzu yıprattınız. Gözbebeğimizi, kırdınız, incittiniz. Sahipsiz bıraktınız GAZİLERİ, ŞEHİT ANNELERİNİ….
Siz hiç o askere yollama alaylarını gördünüz mü?
Siz hiç Kürtçe –Türkçe ağıtları yana yana dinlediniz mi?
Fotoğrafınız var gazetelerde Ümit BOYNER; TÜSİAD BAŞKANI; bakımlı elleriniz, sarı saçlarınız, incecik kaşlarınız ile ……Hepsi hakkınız, bende de var aynıları, çalışanın her şey hakkı……
Ama hakkınız olmayan bir noktaya bulaştınız, unuttunuz, nankörlük yaptınız TÜM BU ÜLKE KADINLARI ADINA:
TÜSİAD başkanlığına dek giden yolu BU ÜLKEDE YAŞAYAN KADINLARA kim açtı sizce?
Çağlar değişir; yeni koşullara yeni kurallar gelebilir ama NANKÖRLÜK BAMBAŞKA BİR TAVIRDIR.
Ve tüm binalar sağlam temeller üstüne kurulmalıdır.
Binanın rengi, dış görünüşü değişebilir ama TEMEL asla………
Biz TEMELİMİZDEN MEMNUNUZ.
Ve size TÜSİAD KURUCULAR PROTOKOLÜ’ nü de (En altta mevcut)
çiğnediğinizi hatırlatırımAtatürk’ e saygısızlık yaparak.
BİZ ATATÜRK TARAFINDAN ATILAN TEMELİMİZDEN MEMNUNUZ.
Savunduğunuz hangi baş örtüsü; gerçek Müslüman kadının mı? Yoksa Beymen, Vakko’ dan alınan ipek eşarpların altındaki kopkoyu boyanmış gözlere sahip türbanlar mı?
Baş örtüsü kadını mal yapıyor mal….. Biz gizlenecek mal değiliz. Ya da renkli saten türbanların altında dapdaracık pantolonlar, yarı şeffaf kıyafetler ile daha da dikkat çekemeyiz. Gerçek Müslüman kadınlarımız ve erkeklerimiz bu gösteriye hiç girmedi ki…..
Yoksa sizler beklediğiniz bazı krediler ya da lehinize kurallar adına sizden istenen rengi mi vermeye giriştiniz?
Sizler önce bir elinizi taşın altına koyunuz:
Gidiniz ülkenin her bir yerine iş alanları, okullar açınız, kadınları eğitiniz AMA BUNLARI KAR AMACI GÜDEREK DEĞİL sadece sermayesine yapacaksınız ki; devlet nasılsa sizlere teşvik verir…..
Sonra bayındır olsun Anadolu, hayvancılığı ve sizin sanayi girişimleriniz adına yok edilen tarımı canlandırın; ETNİK KÖKEN GÜTMEDEN ;
İNSAN HAKLARI BEYANNAMESİ içinde yer alan kurallar için çalışın bu ülkede….
Sonra oturup konuşalım sizlerle……
Ama bizi bölemezsiniz ……
Kimi nereye vereceksiniz?
Mesela beni ne yapacaksınız?
Saçlarım sizler gibi sarı boyalı, ama Siverek kökenliyim, koşullar gereği Akdeniz bölgesinde çalışıyorum, Kürt-Türk –Zaza gözetmiyorum, ağlayan her çocuk, her engelli ve şiddete uğrayan her kadın için çalışıyorum. Ve etnik kökenimi hiç sorgulamadım, çünkü SAF IRK KALMADI……
Şimdi ben nereliyim?
YA SİZLER???
Bence sizler kendi KURUCU PROTOKOLÜNÜZÜ, TÜZÜĞÜNÜZÜ, ATATÜRK TARAFINDAN OLUŞTURULAN DEVLET, MİLLET ANLAYIŞINI, İNSAN HAKLARI BEYANNAMESİNİ TEKRAR OKUYUNUZ……
VE YERİNİZDEN SEYRETMEYİP ANADOLU’ YU YOLLARA ÇIKINIZ…..
BELKİ BAŞINIZA GELİR AKLINIZ…..
BATACAKSAK BERABER BATMALIYIZ YA DA ÇIKMAK İÇİN EL ELE TUTMALIYIZ……
BİZİ ANCAK BİZ ANLARIZ……..
BİZİM DE DAMARIMIZA ÇOK BASMAYINIZ…….
Saygılarımla;
Dr. F. Yonca AYAS
24.03.2011
Kurucular Protokolü
Anayasamızın öngördüğü karma ekonomi prensiplerine ve Atatürk ilkelerine uygun olarak, sanayi ve hizmet alanlarında çalışan meslek, bilim ve işadamlarının bilgi, tecrübe ve faaliyetlerini ahenkleştirerek değerlendirmek suretiyle, Türkiye'nin demokratik ve planlı yollarla kalkınmasına ve Batı uygarlık seviyesine çıkarılmasına yardımcı olmak amacıyla kurulan Türk Sanayicileri ve İşadamları Birliği'nin devamlılığını sağlamak ve görevlerini yürütmek üzere lüzumlu mali yardımları, mutabık kalınacak esaslar dahilinde, müştereken yapacağımızı taahhüt ederiz.
Tarih: 2 Nisan 1971
Derneğin amacı
Madde 2 -TÜSİAD, insan hakları evrensel ilkelerinin, düşünce, inanç ve girişim özgürlüklerinin, laik hukuk devletinin, katılımcı demokrasi anlayışının, liberal ekonominin, rekabetçi piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarının ve sürdürülebilir çevre dengesinin benimsendiği bir toplumsal düzenin oluşmasına ve gelişmesine katkı sağlamayı amaçlar. TÜSİAD, Atatürk’ün öngördüğü hedef ve ilkeler doğrultusunda, Türkiye’nin çağdaş uygarlık düzeyini yakalama ve aşma anlayışı içinde, kadın-erkek eşitliğini siyaset, ekonomi ve eğitim açısından gözeten iş insanlarının toplumun öncü ve girişimci bir grubu olduğu inancıyla, yukarıda sunulan ana gayenin gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla çalışmalar gerçekleştirir. TÜSİAD, kamu yararına çalışan Türk iş dünyasının temsil örgütü olarak, girişimcilerin evrensel iş ahlakı ilkelerine uygun faaliyet göstermesi yönünde çaba sarf eder; küreselleşme sürecinde Türk rekabet gücünün ve toplumsal refahın, istihdamın, verimliliğin, yenilikçilik kapasitesinin ve eğitimin kapsam ve kalitesinin sürekli artırılması yoluyla yükseltilmesini esas alır. TÜSİAD, toplumsal barış ve uzlaşmanın sürdürüldüğü bir ortamda, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasında bölgesel ve sektörel potansiyelleri en iyi şekilde değerlendirerek ulusal ekonomik politikaların oluşturulmasına katkıda bulunur. Türkiye’nin küresel rekabet düzeyinde tanıtımına katkıda bulunur, Avrupa Birliği (AB) üyeliği sürecini desteklemek üzere uluslararası siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişki, iletişim, temsil ve işbirliği ağlarının geliştirilmesi için çalışmalar yapar. Uluslararası entegrasyonu ve etkileşimi, bölgesel ve yerel gelişmeyi hızlandırmak için araştırma yapar, görüş oluşturur, projeler geliştirir ve bu kapsamda etkinlikler düzenler. TÜSİAD, Türk iş dünyası adına, bu çerçevede oluşan görüş ve önerilerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM), hükümete, diğer devletlere, uluslararası kuruluşlara ve kamuoyuna doğrudan ya da dolaylı olarak basın ve diğer araçlar aracılığı ile ileterek, yukarıdaki amaçlar doğrultusunda düşünce ve hareket birliği oluşturmayı hedefler.
. HUKUKA SAYGI
Üyeler ve kuruluşları tüm faaliyetlerinde, ulusal ve evrensel hukuk normlarına saygılı olmak zorundadırlar. Bu kapsamda:
- Yasaların öngördüğü yönetimsel ve denetimsel tüm yükümlülüklerini yerine getirirler.
- Doğru olmayan, sahte ya da yanlış kayıt tutmaz, yetkili mercilere yanıltıcı bilgi vermezler.
- Yasadışı ya da suç oluşturacak faaliyetlere girmezler. İş yaşamında, iş ve toplum ahlakının onaylamayacağı yol ve yöntemlere başvurmazlar.
- Yasaları ve uluslararası benimsenmiş dürüstlük ilkelerini saptırarak haksız rekabet doğuracak çalışmalar içine girmezler.
TÜSİAD’ın anayasa taslağı | Mahir çayan GÜNGÖR | 2011-03-25 19:48:08 |
Yonca hanım TÜSİAD’ın yeni anayasa çalışmasını genel seviyede değerlendirmiş ve kimliksiz, kişiliksiz, tatsız, tuzsuz olarak nitelendirmenize tamamen katılıyorum. Çünkü bu anayasa taslağı, vatan, millet ve milli devlet kimliklerini dışlıyor. ve Türkiye ile Türkiye’de yaşayan insanların özelliklerini hiç dikkate almadan hazır bir elbise gibi liberal bir anayasa teklif ediyor. örnek verecek olursak. 1)'MİLLİ GÜVENLİK KURULU, ANAYASAL BİR ORGAN OLMAKTAN ÇIKARTILMALI' Bu ne demek oluyor? Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) anayasal bir organ olmaktan çıkartılması gerektiğinin ifade edildiği taslakta, MGK'nın kanunla düzenlenen ve görev alanı münhasıran milli savunma konuları ile sınırlı olan bir danışma organı şeklinde yeniden yapılandırılması, Buda Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması gerektiğini belirtiyor. Yani Ordunun sivil otorite tarafından yönetilmesi Buda TSK'nın yıkımıdır. yargı denetimine açık olacağı tabidir. Bugün gelinen süreçte vatan sever Türk komutanları'nın Balyoz adı altında bir tertip düzenlenerek zindanlara atılması buda net olarak ordunun üstündeki sivil işbirlikçi otoritenin ne anlama geldiğini görmemize yetiyor. 2)DEMOKRATİK ÖZERKLİK VURGUSU Çalışmadaki en dikkat çekici konu ise anayasada değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek ilk 3 maddeye ilişkin. Raporda, Türkiye Cumhuriyeti'nin dili, bayrağı, başkenti ve Atatürk milliyetçiliğine bağlılığını garanti altına alan ilk 3 maddenin evrensel hukuk standartlarına uygun olarak değiştirilebileceği belirtiliyor. Ancak 'tarihsel gelenek' itibariyle "Türkiye Devleti bir cumhuriyettir" ifadesinin korunması gerektiği kaydediliyor. Abdullah Öcalan tarafından dillendirilen 'demokratik özerklik' konusunda TÜSİAD'ın görüşlerine de yer verilen raporda 'demokratik özerklik' sözcüğü kullanılmadan, "yerel yönetimler güçlendirilmeli, yetkileri arttırılmalı" deniyor. Bu taslak tamamen Emperyalis Devlet ABD tarafından Türkiye'ye dayatılan bir parçalama ve yıkım projesidir. Eş başkan Tayip Erdoğanın'da görev aldığı büyük ortadoğu projesinde Türkiye'yi bölme ve parçalama dayatmasıdır. 3)ETNİK, DİNİ VE MEZHEPSEL KİMLİKLERE BÖLME Yeni anayasayı seçimler sonrasında oluşacak Kurucu Meclis hazırlamalı. Anayasanın ilk 3 maddesi de dahil olmak üzere hiçbir madde 'değiştirilemez' hükmünde olmamalı. Yalnızca yönetim biçiminin 'cumhuriyet' olarak kalması benimsenmeli. Yerel yönetimlerin yetkileri genişletilmeli, yerinde yönetim sistemi geliştirilmeli. Etnik, dini ya da mezhepsel kimliklerin serbest ifadesi ve örgütlenmesi önündeki engeller kaldırılmalı. Bir ülke Demokratikleştiriliyor Diye Nasıl Bölünür Sömürgeleştirilir? Dünyada parçalanan ve bölünen ülkelere baktığımızda bu 3) temelde parçalandığını görürüz en yakın örnek ırak ABD Emperyalizmi tarafından Etnik bölücülüğün Beslenerek kanlı çatışmalara götürüldüğünü ve buna müdahale İçin ABD'nin demokrasi götürüp nasıl üç bölgeye ayırdığını gördük. Şimdide Türkiye'de bu projenin TÜSİAD tarafından gündeme getirilip uygulandığını görüyoruz. Tarihte olduğu gibi Yugoslavya, Sovyetler birliği Ve Endonezyada bu pdoje'nin uygulanıp nasıl parçcaladığını kaosa ve sonu gelmeyen iç çatışmalara götürdüğünü gördük. Ülkemiz parçalanmaya doğru sürükleniyor. Atatürk Cumhuriyeti lağv ediliyor. Türkiye'nin bu süreçten bölünmeden çıkmasının tek çözümü ADD Genel başkanı Tansel ÇÖLAŞAN'ın çağrısına kulak vermektir. Milli Güçbirliği'nin sağlanması Türkiye'yi bu süreçten bütün olarak çıkmasının tek yoludur. Saygılar... | ||
Malum | Dıbırzittin | 2011-03-24 21:58:25 |
"Yoksa Anadolu’yu yolunuzu kesmesin de İstanbul Patronları olarak rahat çalışın (sömürüyorlar) diye mi bizden koparmak;silkelemek istiyorsunuz?" - "BAŞKA ÜLKEMİZ YOK VE OLMAYACAK" Vazgeçmedin şu ANADOLU'yu ayırmaktan... Peki Batı da Ve Marmara'nın Trakyasın da yaşayanlar çok mu rahat... Ülkemizi bir bütün olarak düşünmediğimiz zaman yorumlar ve eleştiriler hep hava da kalır... Misak-ı Milli ne ise Türkiye Cumhuriyeti o nispette bir bütündür.. TÜSİAD her zaman ki gibi zülfiyare dokunulduğu için bas bas bağırıyor... Makus talihtir ki TUSİAD üyelerinin de nüfusları arttı paylaşılacak mamaları azalmadı lakin yiyecek kişiler çok olunca Baba'lara bir şey kalmıyor.. Türkiye'nin halini para kaynakları tıkanınca yeni yeni hissediyorlar... Ülke Coğrafyamızın makus talihidir ki bu coğrafya yıllardır krallık ve tebaa zihniyetinde yönetiliyor... Eğitimsizliği dört bir yana yayarak Din kisvesi altın da sömürülüyoruz.. Bu da bir devinimdir; sen söyleyeceksin, ben söyleyeceğim çevremiz duyacak evlatlarımızı da bu söylem üzerine yetiştirip eğiteceğiz ki... Yarınlara aydınlık bakalım... Yarınlarımız karanlık değil köşeleri tutmaya çalışanlar karanlık... Sevgi ve saygılarımla esenkal... | ||
ellerine ve beynine sağlık | nermin | 2011-03-24 15:43:27 |
yine gerçekleri gözlerine sokmuşsun canım, ama anlayacaklarını sanmıyorum. keşke okuyabilseler |