Sabah iş arkadaşları ile buluşma keyfi.
Hasta arasında fırsat buldukça güzelim günlük; dünyaya dair, hayata dair sohbetler derken;
Sevgili Yeşim sözü dün gece izlediği ya da izleyemediği 32. Gün programına getirdi.
Söz açılınca biz de seyretmemiş olunca boş bir vakitte toplaştık Yeşo’ nun diz üstü bilgisayarı başına sanal alemden izleyelim dedik.
Bu yazı çıkmasa ben herhalde yüksek tansiyon; depresyon; kalp rahatsızlığı kısacası strese ama daha çok utanca dair her tür belayı bulurdum ve de bulurum.
Okuduğum gazetelerden; özellikle birinden; köşe yazarlığı deyiminden ANADOLU’ NUN PEYGAMBERLER ŞEHRİNDEN OLDUĞUM İÇİN utanç duydum.
Nasıl seviyesi düşük tavırlar onlar; nasıl bir hakaretler arenası…….
Kişilere bir bakalım sonra da oturup halimize ağlayalım: Türkiye’ nin gazeteciliğine kimler yön veriyor; fikirlerimizi kimler yönlendiriyor; ve biz sorularımızın cevabı için kimlerin ışığına kanmışız.
Vakit gazetesine arada bir bakarım; okurum .
Ama ben İLHAN SELÇUK VE CUMHURİYET GAZETESİ yönetiminin yerinde olsam dün gece televizyon ekranından odalara gelen o sözlerden sonra Mehmet FARAÇ ve Ümit ZİLELİ çoktan işten atılmıştı en azından kızağa çekilmişti.
YAZARIM DİYEN; BİRİKİMİM VAR DİYEN KİŞLER ORADA CUMHURİYET GAZETESİ YAZARI SIFATI İLE BULUNUYORDU. Henüz ne yorumlara ne de haberlere bakmadan yazıyorum bu yazıyı. İlgilenmiyorum da ; ülkem adına; okuryazarlık adına , kalem tutmak adına UTANÇ İÇİNDEYİM.
Program başladığında CUMHURİYET YAZARLARI için eksi puanım başladı zaten…..
Kıyafetleri için………
Onu geçtim; arenada gladyatör değilsiniz; birazcık gülümseme lütfen; ciddiyet asık surat değildir…….
Bu gözler nice toplantılarda İlhan SELÇUK İZLEDİ DE ÖNÜNE GÜLLER SÜRDÜ; bu kulaklar Sami KARAÖREN dinledi de bir daha dinlemek istedi…
Uğur DÜNDAR; Fehmi KORU ile söyleşiler yaptı; birlikte kitap eleştirdi…..
O kibarlık; o zerafet; aksi söylerken bile bir tavrını; duruşunu insanlığını bozmamak……
İnsanın hele ki okuyorum yazıyorum diyen bir insanın duruşu vardır; sözün sırası vardır; söyleniş tavrı vardır.
Dünya görüşünüz ne olursa olsun bu hayatta bir duruşunuz olmak zorundadır; sizi belirleyen;
Kaldı ki gazeteci kimliği bu kadar ele ayağa düşmek zorunda mı?
Dün akşam yayınlanmış olan 32. GÜN programında Muharrem ÇOŞKUN dışındaki tüm katılımcıları kınamak bile yetmez. O bağrış, çığrış; o hakaretler; küfürler….
Özetle hepiniz aynısınız; hepinizin seviyesi de terbiye düzeyiniz de aynı; yazıklar olsun bizim para verip alıp okuduğumuz gazetede çalıştığınız için; boğazınızdan geçen lokmaları helal etmiyorum……
Yazıklar olsun TÜRKİYE’ nin eli kalem tutan , mürekkep yalamış kesimini temsil ettiğiniz için….
Kendini bilen aklı başında VAKİT okurlarının da çok farklı düşüneceğini; ya da düşündüğünü sanmıyorum.
Ve kocaman bir hayal kırıklığı ki Mehmet FARAÇ inkar edemedi; CUMHURİYET GAZETESİNDE DE YAZI YAZMAK İÇİN; GÖREV ALABİLMEK İÇİN BİRLERİNİN YAKINI OMAK GEREKİYORMUŞ………..
Daha önceki yazılarımda sorduğum gibi; biz kime güveneceğiz ?…….
Temiz olmayan; çıkarını kollamayan ve en temel insani yargıları, ahlak kurallarını bilmeyenler beni mi yönlendirecek?
ŞURADA İDDİA EDİYORUM SAYIN İLHAN SELÇUK BEN SİZİN GAZETENİZE MEHMET FARAÇ VE ÜMİT ZİLELİ’ DEN DAHA ÇOK YAKIŞIRIM; DAHA İYİ YAZARIM; ÜSTELİK DE GEREK BİLGİ BİRİKİM GEREKSE TAVRIM VE GİYİM TARZIM İLE KÖŞE YAZARI KAVRAMINI; DÜRÜSTLÜĞÜ DAHA DA İYİ TEMSİL EDERİM………
TÜM GAZETELERE AÇIK TEKLİFİMDİR; SİLKELEYİN KÖŞE YAZARI İMPARATORLARINIZI, İMPARATORİÇELERİNİZİ………..
YIKIN SALTANATLARI……..
CESARETİNİZ VARSA………………………..
BU ŞIMARIKLIKLARA; SEVİYESİZLİKLERE ÜÇ KELİME YAZDI , SÖYLEDİ DİYE KENDİNİ ENTELEKTÜEL VE HÜKÜMRAN GÖRMELERE SON VERELİM…..
ABDİ İPEKÇİ; UĞUR MUMCU, SEDAT SİMAVİ , ZEKERİYA SERTEL mezarlarında utanç içinde kıvranıyordur şimdi; bu üç ÜNLÜ, ÖNEMLİ köşe yazarı adına…..
Yazıklar olsun……..
--
Lütfen sorularıma cevap verin... | Emel Zeki | 2009-06-07 17:19:41 |
Bayan Yonca Ayas,onurlu gazete yazarlarını neden kınadığınızı, neden onların yerine talip olduğunuzu anlayamadım. Bu yaptığınız bence pek de eğitimli birine yakışan davranış değil. Birilerinin torpilli olduğu iddialarını bu siteden yayınlıyorsanız kanıtlamak durumundasınız. Ayrıca bizim bildiğimiz krallar, prensesler dönemi bitmiştir. Kendinizi lütfen Cumhuriyet fikrine alıştırın ve adınızı sade bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak koyun. Selamlar. Emel Zeki Not: Derhal bu onurlu yazarlardan özür dileyin. | ||
Malum Tekrar | DIBIRZİTTİN | 2009-05-26 01:12:36 |
Sevgili Yeşim ÖZDEMİR in yorumunu okuyunca aklıma geldi; bir ara (gençkene) Emin ÇÖLAŞAN ın (E.Ç.) yorumlarına ve yakaladıklarına bayılırdık. Fakat E.Ç. ne zaman görsel de tartışma programına çıksa yazdıklarından eser kalmaz sürekli mantarlardı.E.Ç.nın araştır(a)madığını bilgilerin önüne sürüldüğünü veya başka şekilde elde ettiğini anlamaz belgeli olarak suçladığı kişilerin E.Ç.nı altettiğini hayretle izler yorumlarımız karışırdı.Acaba sorusu Kemal KILIÇDAROĞLU ile son buldu.Doğal olarak ünvanları Sosyal Demokrat ve Sol düşünce (zan) Cenahın Yazarları olan zatlar çakma oldu. Sevgili Yeşim ÖZDEMİR ve belirttiğin üzere bir düzgün elbise karşısında kendilerini sundular.Konu otoritesi zannıyla oraya davet edilenler şekil sundu acaba nasıl alteder diye düşündüklerimiz fırsatı kaçırmadı kendilerini sundu.SAYIN Yonca AYAS suçlu sen değilsin tabii ki lakin dinlemediğini ve geç öğrendiğini daha doğrusu başına geldiğinde öğrendiğini kabul etmelisin.Ne olacağına gelince: ben nereden bileyim yahu?..Her nasılsa ben önce öğreniyorum + anlatamıyorum ve yorum yapmak hep bana düşüyor(kahır bence zekimiyim ne?)..Eeee ben de istiyorun birisi önce anlatsın ben öğreneyim yoksa Robinson olacağım anasını satayım..(şimdi aklıma geldi; Robinson olunca da rahat durmam.Yorum yazıp şişelerle gönderirim |
||
KAÇAN FIRSAT | YONCA AYAS | 2009-05-24 22:32:58 |
Sevgili Yeşim Özdemir; Yazdıklarına katılmamak mümkün değil. Kendini ifade etmek; farkınınortaya koymak adına büyükbirfırsat kaçırdı Cumhuriyet yazarları.... Yazık yazık; Sevgiyle... | ||
DEMOKRASİ NEREDE? | Yeşim Özdemir | 2009-05-24 20:12:40 |
Gece saat 00:30 da başlayacağı söylenen programı izlemek için ekran başına geçtiğimde, yine bir Türkiye klasiği olarak program yaklaşık bir saat gecikmeyle başladı. Vakit ve Cumhuriyet gibi tamamen farklı düşünceleri bulunan iki gazetenin yazarlarının tartışmasını izlemeyi istiyordum. İşin aslı, Vakit Gazetesi'nin yazarlarının düşüncelerinin neler olduğunu bilmek istiyordum. Ancak ne yazık ki horoz dövüşünden farksız bir programdı izlediğim.Kendi görüşlerinden olmayanı dinlemeye bile tahammülleri yoktu oradaki insanların. Ve yine ne yazık ki o beğenmedikleri Serdar Arseven'den de en ufak bir farkları yoktu. Haa senin de söylediğin gibi adam bir de gayet düzgün bir kıyafetle olayın ciddiyetinin farkındaydı. Eğer amaç Vakit Gazetesi ve onun gibi fikirlere sahip insanlarla ilgili bir takım konulara dikkat çekmektiyse, Cumhuriyet Gazetesi'nin yazarları bu fırsatı çok fena kaçırdığı gibi kötü puan topladı... |