NE VARSA?
YAŞAMA DAİR NE VARSA
Bir geceye sığar mı ki?
Ya da kendinize ait ne varsa üç beş nota yok yok üç beş nota değil; uzun nota dizelerine….
Uyunmamış bir gecenin sabahındayım saatler 05.30 Tanrı’ya çağıran sesler kesilmiş.
Ağzımda yenmiş çikolata tadı; kim bilir kaçıncı kahve fincanımın son yudumları….
Çalışarak sabahlanmış böyle geceleri seviyorum; seviyorum koyu lacivert geceden yavaşça mavi tonlarına geçişimi; sadece ben ve belki de günaha dair ruhumda ne varsa açılan renklerde olmasını….
Günah denince aklıma ne gelebilir ki yıllar önce yazdığım Requem Missası dışında?
Ama sanki çalışmak o uzun dakikalar boyunca saatleri oluşturan; kendimi kendime karşı affedilir kılan çalışmak. Derin, sessiz ve uzun gecede çalışmak.
Çalışmak hayatı anlamaya yarayan; insanın üstün yapısını anlatan satırlar üzerinde bir karınca gibi gezinmek; insana dair ne varsa…… ve sevmek insanı belki de yaratılan olduğu için ya da……
Anlamaya çalışmak masa başında geçen; insan bedenini dinlemekle yeşeren yılların ardından tokamdan kurtulan ve giderek artan beyaz tellerimi daha da severek; boyatma ihtiyacı duymaksızın ; farklı güzelliğin farklı sevdalarına ulaşabilmek….anlamak; süzülen iki damla yaş misali ya da……gece yarısı uyanan sesi sana uzanan genç erkek sesinin yarattığı iç huzuru misali…..
Ve bir kez daha hatırlamak yaşanan zor seneleri; günahın köşesinden dönme gücü veren sabah seslerini……..hayata dair ne varsa……
Erken sabaha uyanmak; ya da hiç uyumamak; kaçırmamak için güneşin sana doğuşunu yarına belki de geçemeyeceğini bilsen de sonsuza; bilgiye inanmak sence…….ve sana en başta insana inanmak ; yorgun bir sabahında……
Yarına benden ne kalır ki o genç erkek sesinin beni anlatacağı anılardan başka?
İşte bu kadar küçük bir damla ruhum ve ben evrenin bu sonsuz yolculuğunda……..
12.02.2010 saat 06.30
Yorumlar
Aranan kriterlere Uygun kayıt bulunamadı
Yeni Yorum